Hayallerime Işınla Beni Scotty!

Fotoğraftakiler: Ben & Kaptan Kirk & Koray :)

Fotoğraftakiler: Ben & Kaptan Kirk & Koray :)

Bu hikaye bana düşündükçe ilham veriyor, "sevgiyle beslenen isteklerin" gerçekleşme kapasitelerinin nasıl sonsuz olduğunun taptaze örneği...;)

Koray evin tek çocuğu. Çalışan bir anne ve baba. Babasının görevli olduğu okulun ilk sınıfında okula başlıyor. Bu arada anne baba öğretmen ve bildikleri için okuma yazma bilerek sınıfa başlayanlar çok sıkılıyor sonraları, Koray'a özellikle hiçbirşey öğretmiyorlar.

Koray okula başladığında ne ile karşılaşıyor dersiniz?

Sınıfta tek okuma yazma bilmeyen o dahil 3 kişi ve "çok sevgi dolu" olan öğretmenleri Emine Hanım, o 3'lüyü sınıfın en arkasına atıyor, diğerleriyle ilgilenmeyi tercih ediyor!

Bizimki hırs yapıp okumayı hızla öğrendikten sonra  hasta numarası yaparak okula gitmemeye başlıyor, hatta ilerleyen zamanda okul içinde ve il çapında yapılacak olan sınavlarda başarılı olduğunda hoca başarı puanından nemalanmasın diye o sınavlara girmiyor veya bilerek kötü puan alıyor. Ama o ayrı mesele, biz tekrar ilk başlara dönelim:)

Hasta numarası yapıp evde kalan 6 yaşındaki zıpır sabahın köründe uyanmaya devam ediyor ve en büyük zevki o saatlerde yayında olan Star Trek -Uzay Yolu nu izlemek.  Evde kalan ve kendini yalnız hisseden Koray'ın en iyi arkadaşı Kaptan Kirk -William Shatner-

İlk tanıştığımız zamanlarda meraklarımızı konuştuğumuzda veya çocukluğumuzu konuştuğumuzda en önemli oyuncakları uzay gemileri, robotlar ve süper kahramanlarmış benimkinin :) (Hala daha öyle:))

Ve çocukluğu Uzay Yolu serisini izlemekle geçen, daha okuma yazma bilmediği zamanlardan bugüne kadar çizgi roman okumak en büyük hobisi ve tutkusu olan adamla geçen haftasonu ComicCon 2015'e gittik.;)

Benim de Miami'ye gelmemden sonra ev vs işlerini hallettiğimiz için Koray da daha fazla "etrafımızda ne olup bitiyor", nelere gidebiliriz diye bakmaya başlamıştı.

Veee tam da Haziran ayında ben gelmeden hemen önce Miami'deki ComicCon u kaçırdığını fark etti... :(

Çok üzülmüştü ilk başta, Kevin Smith'i kaçırdığı için üzgündü (Valla ben de tanımıyorum kim olduğunu. Koray'ın notu:  Ben Affleck'in oynadığı Chasing Amy'nin yönetmeni, Daredevil çizgi roman serisinin yazarı ve Good Will Hunting'in prodüktörüdür kendisi.)

"Olsun aşkım yine olur, uzakta bile olsa gideriz, takılma sen" diye teselli moduna geçtim tabi:) Çünkü biliyordum, o bu kadar bunlara tutkunken elbet birgün gidecektik.;)

Sonra bir anda bize yakın olan bir şehirde olduğunu gördü, bu sefer Miami'de değildi, "Yolu nasıl yapsak, taksi çok tutar, acaba şu anda yapmalı mıyız?" diye sordu...

Orada olmanın onun için ne kadar önemli ve özel olacağını bilmesine rağmen bana sorma ihtiyacı hissetmişti, biraz maliyetli olacaktı, bir çift olarak bunun kararını beraber alalım istedi. Ben o kadar emin ve rahat bir şekilde "tabiki gidicez" dedim ki, biletler satışa çıktığı anda aldı:) Evet bir gün içinde bir anda yüzlerce dolar harcayacaktık muhtemelen (öyle de oldu :) ) ama sonuçta para bir enerjidir ve bunun bize daha fazlasını getireceğinden emindim (öyle de oldu :))

Aktivite yaklaştıkça Koray'ın heyecanı artıyordu! Ve katılımcıları görünce gözlerineinanamadı: "Kaptan Kirk" orada olacaktı. Çocukluk kahramanı, hatta "en yakın arkadaşı" :) Kaptan Kirk'ü, hayatının o küçük çocuk halinde belki de zor zamanlarını onun için "eğlenceli" anlara çeviren adamla tanışma şansı vardı!!!

Ve o gün yukarıda gördüğünüz resmi çekilme şansımız oldu, Koray Kaptan Kirk ile yumruk tokuşturdu;)

Benim bu hikayeden çıkarttığım sonuçlar:

-Hayaller GERÇEK olur (6 yaşındaki hayali arkadaşınla 32 yaşında gülüşüp konuşup yumruk tokuşmak)

-"NASIL" ına takılma (Ya ben bu adamla nasıl tanışırım, yaaa olmazsa korkusunu dinlememek)

-Birşeyin "KÖTÜ" olduğunu söylerken bir kere daha düşün, çünkü onun nerelere varacağını bilemezsin (İlk Miami'deki ComicCon a bilet almış ve gitmiş olsaydı, sonrakilere bakmayacaktı belki ve 84 yaşındaki William Shatner ile tanışamayacaktık)

-Evren önüne getirdiğinde "HAMLENİ" yap (Yani para zaman uzaklık vs bir anda korku vs ler pörtleyebilir, dinleme onları ve iç sesini takip et)

Bu yazıyı sizinle paylaşmadan önce Koray'a okuttum ve bakın eklemek istedikleri;)

"Öncelikle herkese merhaba, Sevil'e de çok teşekkürler bu haftaki yazıya beni de dahil ettiği için. Eklemek istediğim en önemli şey şu; Aslında ben sadece hayal kurmadım. Vizyonladım.

6-7 yaşında tabii farkında değildim ama Sevil'den de öğrendiğim kadarıyla yaptığım şey vizyonlamaydı:) Uyumadan önce gözlerimi kapatırdım ve Kaptan Kirk ile Star Trek'te olsaydım nasıl olurdu canlandırmaya çalışırdım. Montana'daki teyzemin gönderdiği film gözlüklerinde Amerika resimlerine bakar bilmediğim bu yüksek binalı yerde olmayı düşlerdim. NBA yıldızlarıyla basketbol oynadığımı,  üstlerinden Superman gibi uçarak sayı yaptığımı hayal ederdim. 12-13 yaşında Rob Liefeld'in Kaptan Amerika'yı, Thor'u nasıl çizdiğini, Deadpool'u nasıl yarattığını düşünür ve onun gibi çizmek isterdim. Ama bir memur çocuğu olarak bunları nasıl yapabilirdim ki?

Olsun, ben hayalleri hiç bırakmamayı seçtim. Belki Kaptan Kirk ile Star Trek'te yolculuğa çıkamadım ama hayal etmeye devam ettiğim için  William Shatner ile iki "kanka" gibi yumruk tokuşturdum. Profesyonel basketbol tabii ki oynamadım bu boyla :) Ama NBA şampiyonu Tony Parker ile 20 dakika antrenman yaptım. Rob Liefeld gibi çizemedim, ama onunla sohbet edip çocukluk çizgi romanlarımı imzalattım.

Bazen gökyüzüne baktığınızda herşey bulutlu, karanlık ve gri gözükebilir, hayalleriniz çok büyük ve ulaşılmaz gelebilir ama lütfen hayal etmeyi, vizyonlamayı asla bırakmayın çünkü o kara bulutların arkasında gökyüzü her zaman mavidir ve hiç bir hayal aslında ulaşılmaz değildir. "

Evet, Koray'ın yorumlarına teşekkürler, "vizyonlama"nın gücünü bir kere daha duyduk...

Hayal kurmaktan asla asla asla vazgeçme!

Unutma mucizeler hepimiz için ve akışta karşımızda, yeter ki biz engel olmayalım ve bize düşeni yapalım;)