Mutluysan Zengin olman neden daha kolay? 😎

Evet doğru okudun; "Zenginsen mutlu olmak daha kolay" yazmadım, 
"Mutluysan zengin olmak daha kolay" dedim:) 
Neden mi?

1- Öncelikleeee mutlu olduğunda nasıl oluyorsun? Daha enerjik, daha keyifli, daha kıpır kıpır öyle değil mi? Daha olumlu, daha çok fırsatlara açık, daha çok dinleyen, daha çok anda kalan, daha çok şansa inanan....
Ve bu durumların hepsinde "içindeki yaratıcılığın akmasına", "üretmeye", "değer yaratmaya", "başkalarına fayda sağlamaya", kısacası "HAYATA EVET DEMEYE" çok daha açıksın.
Yani, Evren'in sana gönderdiği ZENGİNLİĞİ almaya kapıların açık.
Aklına gelen fikri hayata geçirmek, doğru yerde doğru kişiyle buluşmak, Evren ile güven enerjisi içerisinde akışta olup berekete izin vermek çok daha kolay.

2- Bak bunu çok seveceksin;) Şimdi herkesin zengin olmak için ilk düşündüğü şey gelirini arttırmak iken, aslında doğru düşünce yapısında değilsen eline para geçse de tutamadığını biliyorsun öyle değil mi?
O zaman bu da sana tüyo versin: Konu sadece parayı çekmek değil, onu doğru yerlerde kullanmayı bilmek.
Şimdi mutsuzsan ne yapıyorsun?
Daha çok DUYGUSAL HARCAMA yapıyorsun:)
Bana istersen "Ben yapmıyorum, hiç öyle çanta, ayakkabı almam" diye söyle. Biliyorum, sen de biliyorsun ki yapıyorsun:) Satın alma kararlarımızın %98'i duygusal olarak verdiğimiz kararlar ve bütün pazarlama dünyası seni o şeyi alırsan "kendini daha iyi hissedeceğin" düşüncesini sana vermek üzerine çalışıyor. 
Dikkat et, kendini gözlemle, eğer mutluysan daha az şey satın alırsın. 

3- Mutluysan, daha az ihtiyacın olmayan şey alırsın, ama paranı da doğru yerde değerlendirir, sana daha da çok enerji verecek, seni ileride daha da çok enerji (para) ile buluşturacak şeylere yönelik satın alma kararlarını daha ruhunla verirsin. Panikle, yokluk enerjisiyle yapacağın her satın alma aslında senden daha çok götürürken; var enerjisiyle yaptığın, zevkine zevk katan, seni daha da ileriye taşıyan harcamaların ise sana daha fazlasını getirecektir.
Bu da bizi tekrar 1. maddeye taşıyacak, mutlu sen "yaratıcılığını" daha da çok kullanacaksın ve daha da fazlasına izin vereceksin.

Görüyorsun di mi; enerjin ile paranın nasıl bir ilişkisi olduğunu? Peki daha fazla paraya izin vermek için o zaman ne yapacaksın?

MUTLU OLMANIN SORUMLULUĞUNU ÜZERİNE AL

Eğer sadece dışarıdaki birşeyler değişsin diye beklersen, daha uzunca bir zaman bekleyebilirsin. 
Eğer "bir tane" ideal ve sanki hap olarak alınacak bir teknik için beklersen, daha çok bekleyebilirsin.
Eğer "ama benim param yok" diye aklına gelen şeyleri yapmamak için beklersen, yazıyı baştan oku çünkü yumurta tavuk hikayesine dönüyor bu konu;)

Bugün gülümse. Bugün şükret. Bugün şarkı söyle. Bugün dans et. Bugün enerjini yükseltecek bir adım at. Ve gözlemle. 
Enerjini hizaladığın dönemlerde para ile ilişkin nasıl, enerjin düşükken para ile nasıl noktadasınız.

Düşüncelerini, yazıyı okurken aklına gelen örnekleri, yazıyı okur okumaz karar verdiğin yeni adımları lütfen aşağıdan benimle paylaş. 
Mutluluğun için somut adımlar at, çünkü sen buna değersin!

Bülteni paylaşıp daha fazla kişinin daha çok paraya izin vermesine yardımcı olmak ister misin? Aşağıdaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsin.

xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir

Önündeki engel korkuların değil, önündeki engel .... 👇

-Sevil bunu istiyorum ama korkuyorum
-Korktuğum için adım atamıyorum
-Biliyorum korktuğum için bu olmuyor

Bir düşün bu cümleleri ne kadar sık kullanıyorsun, ya da dillendirmesen de düşünüyorsun. Kişisel gelişimle ilgilenmen devam ettikçe, temel bilgileri öğrendikçe belki de eskiden o kadar da bilincinde olmadığın bir duyguyu çok daha iyi fark etmeye başladın: KORKU.

Onu tanıdın, anladın, sana nasıl hissettirdiğini, hangi anlarda onu daha çok yaşadığını fark ettin. 

Fakat sence de artık KORKU yu bu kadar büyütmememizin zamanı gelmedi mi?
Sakız gibi sürekli ağzımızda:
-İş başvurusu yapıcam ama korkuyorummm ya beğenmezlerse?
-Birileriyle çıkmaya başlamalıyım, tanımalıyım, ama korkuyorummm ya yürümezse?
-Bu adımı atmak istiyorum ama korkuyorummm ya istediğim gibi gitmezse?
.....................

Şimdi bu yazdığımı dikkatlice okumanı istiyorum:
Seni durduran korkun değil, seni durduran yeterince motivasyonun olmaması!!!

Bir itfaiyeciyi düşünelim mesela, yanan bir binaya girerken korkmuyor mu, yoksa çok daha büyük bir amacı, motivasyonu var da korkusuna rağmen devam mı ediyor?
Bir anne, doğum öncesi korkmuyor mu, yoksa bebeğini kollarına almayı ve hayallerini mi düşünüyor hastaneye giderken?
Bir doktor ameliyat öncesi hiç korkmuyor mu, yoksa hastasının iyileşmesini, onu ailesi ile buluşturmayı mı hayal ediyor?

İtfaiyeci "korkuyorum" diyerek vaz mı geçsin şimdi?
Ya da anne?
Ya da doktor?

Peki ya sen???

Korku, sen onu "ciddiye almadığın" ve "ona göre hareket etmediğin" sürece sana birşey yapamaz ki! Hepimiz korkuyoruz. 
Ben ilk toplu emailleri göndermeden önce korkuyordum.
İlk canlı yayınlarım öncesinde.
İlk video bültenlerim öncesinde.
İlk workshoplarım öncesinde.

Ama sizlere ulaşma istediğim, 
Sana umut verip gücünü hatırlatma arzum,
Senin hayatına dokunduğum hissi o kadar büyük bir motivasyon kaynağıydı ki,
Yaptım.
Korkuma rağmen yaptım.
İyi ki de yaptım:) Yapmaya da devam edeceğim.

Koray'a kalbimi açmadan önce,
Amerika'ya gelmeden önce,

Kurumsal hayattaki başarılı kariyerimi bırakıp yaşam koçu ve yoga eğitmeni olmaya karar vermeden önce,
Araba kullanmaya başlamadan önce,
Korkuyordum. Ama onların sonucunu hayal etmek beni motive ediyordu. 

Korku, sadece zihninden geçen "ya" ile başlayan o negatif senaryodan başka birşey değil.
"Ya işe yaramazsa"
"Ya beğenmezlerse"
"Ya beni istemezse"

Peki "ya" pozitif "ya" lar:)
"Ya işe yararsa!"
"Ya beğenirlerse!"
"Ya beni çok isterse!"

Şimdi senden aklından geçen 5 korkuyu yazmanı istiyorum.
Göreceksin ki "bir negatif senaryo ihtimaline" bağlı cümleler dökülecek senden. 
Şimdi her bir negatif senaryonun karşısına pozitif senaryonu yazmanı istiyorum.
"Ya herşey çooook güzel giderse!"
Yazdın mı? :)
Güzel, haydi şimdi bu güzel yeni senaryolarını okuyup seni heyecanlandırmasına izin verdikten sonra, her biri için bu hafta atacağın birer adımı belirle ve at! 

Hayallerin senin hayallerin ve onları SEN gerçekleştireceksin!
Önünde duran korkun değil, İSTEĞİNE DUYDUĞUN TUTKUNUNUN eksikliğiydi. Tutkunu hatırla, hayal et, vizyonla ve o adımı at! Lütfen düşüncelerini, hayallerini, attığın ya da atacağın adımları aşağıdan benimle paylaş.

Bülteni paylaşıp daha fazla kişinin isteklerini yaratmasına yardımcı olmak ister misin? Aşağıdaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsin.

xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir

Kendine Format Atmaya Hazır Mısın?

"Çocukluğunda aldığın kararlardan, programlanmandan sorumlu değilsin. Fakat artık bir yetişkin olarak bunları düzeltip / düzeltmeme sorumluluğu %100 sana ait. Başkalarını suçladığın anda değişim gücünü bırakıyorsun."

Bunu tekrar tekrar tekrar okumanı istiyorum. Hatta istersen çıktısını al;)
Sen ya da bir arkadaşın ne zaman "Ben şu konuda zorluk yaşıyorum çünkü biliyor musun ailem zamanında ......." diye başladığında bu cümleyi ona tekrarla.

Beni en çok üzen şeylerden biri maalesef kişisel gelişimin bu kadar yaygınlaştığı dönemde "gücümüzün bizde olduğu" ve "her anhayatımızı değiştirebileceğimiz" gerçeklerinden daha çok geçmişin konuşulması.

Birşeyler öğrendik, mesela; çocukluğumuzun bizi sınırlandıran inançlarımız üzerinde etkisi olduğunu, ilişki yaşadığımız kişileri seçerken aile bireylerimizin benzerleri veya tam zıtlarını seçtiğimizi, kendimizi yetersiz, çirkin, başarısız bulma kararlarımızı alırken ailelerimizin bize davranışlarının, sözlerinin etkisi olduğunu...

Hatta ne kadar paramız olup olmadığı, paraya izin verip vermememizin bile çocukken aldığımız kararlarla bağlantısı olduğunu öğrendik.

Farkındalık çok güzel bir adım, başlangıç noktası!

Peki ya sonrası?

Eğer bu noktada kalırsak sadece "öğrenmiş" oluruz, hatta belki onları suçlayarak kurban rolünü yaşarız ve gücümüzü bırakırız. Yani kişisel gelişimle ilgilenmeye başlama sebebin "gücünü" keşfedip kullanmakken, "kurban" olarak yaşamaya devam edersin, hem de kurban enerjisini beslediğini fark etmeden...

Kişisel Gelişim ile ilgilenen birçok kişinin maalesef takıldığı nokta "problemi" aramak, "problemi" bulmak ve "problemi" konuşmak.

Sürekli sorunu, sorunun nereden geldiğini, nelere sebep olduğunu konuşmak konuşmak ve konuşmak.

Egonun taktiği, o sınırlandıran düşünceyi korumaya çalışıyor: Hem çabalıyormuşsun gibi hissettiriyor hem de hala bildiği, güvenli alanda hareket ederek aynı döngüyü sürdürüyor.

Bir onkoloji uzmanının kanseri tanımlamasına benziyor, "vücudun aklı karışıyor ve tümörü korumaya başlıyor".

Bilgisayarına virüs girdiğini düşün.

Ne yaparsın?

Belki "Ya nereden kaptım acaba, tekrarlamasın" dersin ama sonra tekrar onu çalışır hale getirmeyi düşünürsün değil mi? İçindeki korumak istediklerini seçer ve doğru çalışmayan yerlere bir format atarsın;) 

Haydi gel bu hafta, sana hizmet etmeyen düşüncelere format at:

1- SINIRLANDIRAN DÜŞÜNCELER (SD)

Evet, doğru tahmin ediyorsun, biraz yazmalı çizmeli bir bülten var bu hafta:) 
Ve bu egzersiz için yazman gerçekten çok önemli. Eğer şu anda yazamıyorsan da lütfen oku, favorilerine al ama bugün içinde mutlaka bu egzersizi yap. (Ego'nun erteleme oyununa gelmeyelim, di mi?)
Öncelikle şu anda değişiklik istediğin temel kategorileri aralarında boşluk bırakarak yaz. 

Aşk, İş, Sağlık, Beden, Para ... gibi

Sonra her birinin altına "Ailenden bu konuda neler duydun/gördün?" sorusunun cevaplarını yaz. Burada özellikle "negatif" yani şu anda hizmet etmeyen sınırlandıran düşünceleri yaz.

Örneğin ilişki konusunda ilerleme istiyorsun ve bunu düşünürken soruyu okuduğun anda aklına küçükken duyduğun "Aşk yoktur, bitiyor" cümlesi geldi ve sen bunun gerçek olmasını istemiyorsun -istemiyorsun di mi? :)- , o zaman bu SD'yi (Sınırlandıran Düşünceni) yaz. Ya da para istiyorsun ama "Azıcık aşım, ağrısız başım" düşüncesi bir anda geldi aklına. Yaz .

Önemli olan açık ol kendine. Bu çalışmayı kendin için yapıyorsun ve sana garanti veririm hepimizde bir sürü SD var o yüzden hiç üzülme, sıkılma, yaz;)

Burada niyetin aileye saydırmak, onlar için kötü düşünmek de değil, korkma. Sonuçta onlar da başka inanç sistemlerinden etkilendi. Amacımız onlara kızmak, kurbanlığı yaşamak değil. Şu anda istediğimiz tek şey bizi sınırlandıran kalıplardan çıkmak. Listeyi tamamladığında şöyle birşeye benzesin yani:

Aşk

-Sınırlandıran Düşünce

-Sınırlandıran Düşünce

-Sınırlandıran Düşünce

İş

-Sınırlandıran Düşünce

-Sınırlandıran Düşünce

Sağlık

-Sınırlandıran Düşünce

-Sınırlandıran Düşünce

Para

-Sınırlandıran Düşünce

-Sınırlandıran Düşünce

-Sınırlandıran Düşünce

Şimdiiiii... Öncelikle, bunları görüp dehşete kapılmıyorsun:)

Listeye baktıktan sonra 3 defa derin nefes alıp bırak ve o rahatlamayı hisset!

Bunları fark edip gelişim noktalarını saptıyorsun, hazine bulmuşsun gibi düşün;)

Bir danışanımla seans sırasında benzer çalışma yaptığımızda egoyla dalga geçen çok tatlı bir tepki vermişti; "Oooo, ben bunları bunları düşünüyorsam çok normal şu anda böyle olaylar yaşamam" ve ardından birkaç egzersizle bile en önemli kalıpları değiştirdikçe omuzlarından kalkan yükü ve değişimi görmek çok güzeldi.

Egonun görevini hatırla, geçmişi bugünde tekrarlamak ve geleceğe aynen projekte etmek!

Geçmişteki duyduklarının, yaşadıklarının bugününü etkilemesine izin vermek istemiyorsan çocukluğundan beri onlarca kez izlediğin filmi artık yenisiyle değiştirme zamanı gelmedi mi? "Çok fazla, altından kalkamam" dememen için şimdi çalışma alanını daraltacağız.

3 tane seni şu anda en çok etkilediğini düşündüklerini seç. Önce bunları çalış, sonra o motivasyonla adım adım diğerlerini de ele alırsın. Hem hiç belli olmaz, belki de diğerlerini çalışırken bunlar da dönüşebilir kendiliğinden.

2- YENİ CÜMLELERİNİ YAZ

Değiştirmek istediğin, sınırlandıran cümlelerin yanına yeni cümleleri yaz. Örneğin: Sınırlandıran cümle: "Para zor kazanılır"

Öncelikle kocaman bir çarpı at bunun üzerine sonra da yeni cümleyi yaz:

Mesela yeni cümle: "Rahatlıkla para kazanıyorum"

Eğer yeni cümleye çok direnç hissediyorsan, yazmak bile zorsa senin için,"Paranın zor kazanıldığı inancımı bırakıyorum" yaz.

3- DEĞİŞTİR

3 tane seni sınırlandıran düşünceni seçtin, yeni cümlelerini oluşturdun, şimdi değişim zamanı!

Bu noktada teknikler devreye giriyor. 
En hızlı ve tek başına kullanabileceğin tekniklerden biri:

Örneklendirmek 
Eski düşüncenin doğru olmak zorunda olmadığını / Yeni düşüncenin doğru olabileceğini gösteren örnekler bulmak (30 gün boyunca hergün bir örnek) Ne de olsa günün sonunda biz "neye doğru dersek, o doğru olacak"! :) 

Yukarıdaki örnekten devam edelim. 
SD: "Para zor kazanılır"

Öncelikle kocaman bir çarpı at bunun üzerine sonra da yeni cümleyi yaz:

Yeni cümle: "Rahatlıkla para kazanıyorum"

Örnekler: Şimdi rahatlıkla para kazanan örnekleri yazmanı istiyorum senden. İlk olarak yakın çevrende bulamayabilirsin, normal, benzer benzeri çeker kuralı. Ama araştır. Esnet sınırlarını. Google'da ara. Çünkü bir tane bile örnekle başladığında, SD yi yıkmaya başlamış olacaksın. 

"Yazdığım Yeni Düşünceye inanmıyorum ama" diye şu anda düşünüyorsan, çok normal:) Saçını kestirmek için kuaföre girip daha işlem bitmeden aynaya bakıp "Saçım çok uzun ama" demek gibi oluyor bu;) Kendine ve bilinçaltına zaman ver. Tekrarlayarak o kırılmayı sağlayacak ve yeni düşünceye inanmaya başlayacaksın. Ve bunu yani örneklendirme yapmayı 30 gün yapmanı istiyorum. 30 gün boyunca her gün Yeni Cümleni tekrarlayacak ve oraya en az bir yeni örnek yazacaksın.

Hangi sınırlandıran düşünceden başlıyorsun. Yerine yeni düşüncen ne? Hatta örnekler neler? Hangi virüsleri silip yeni bilgi veriyorsun bilgisayarına, lütfen benimle aşağıdan paylaş.

Bülteni paylaşıp daha fazla kişinin geçmişin zincirlerinden özgürleşmesine yardımcı olmak ister misin? Aşağıdaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsin.

xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir

Başarmak ile başarmamak arasındaki fark bu "3 düşüncede saklı" 💬💬💬

"Başarılı" olarak tanımladığın kişilerin listesini yapsan nasıl bir liste olurdu önünde? Kimler olur bu listede? Ortak özellikleri nedir?
Kadın?
Erkek?
Genç?
Deneyimli?
Zengin ailede doğmuş?
Fakir ailede doğmuş?
Yüksek lisans mezunu?
Lise mezunu?
Yaşadığı ülke?
.........
Listende bunlardan herhangi biri ağırlıklı olsa bile, ne kadar çok örnek eklersen göreceksin ki başarılı olmanın ya da "başarısız" olmanın sırrı yukarıdaki faktörlerde gizli değil.

Peki o zaman "başarılı" olmanın bir formülü var mı? Evet, VAR: "3 CÜMLE"
3 cümle
3 alışkanlık
3 hayata ve durumlara farklı bakış açısı

Cümleler sadece bir araya gelmiş kelimeler değildir. Onlar bizlerin hayatı nasıl yaşadığını, neler düşündüğünü, nasıl kararlar aldığımızı ya da nasıl sınırlandıran bariyerler arkasından hayatı yaşadığımızı gösterir. Tıpkı "başarısız" kişiler ile "başarılı" kişilerin aynı durumlar karşısında kurduğu farklı cümleler gibi.

Başarısız kişilerin yeni bir fırsata, yeni bir olaya, yeni bir adıma, kısacası "alışkın olduklarının dışındaki duruma" yaklaşırkenki düşünceleri:
-"Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum!"
-"Bu bende yok!"
-"Ben bu kişiler gibi değilim!"

iken;

Başarılı olan kişilerin ise, aynı şartlara / aynı duruma karşı cümleleri 180 derece farklı. Nasıl mı?
-"Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum" yerine
***Benim işim bunu nasıl yapacağımı öğrenmek
-"Bu bende yok", yerine
***Benim işim bunu/bu özelliği geliştirmek
-"Ben bu kişiler gibi değilim" yerine,
***Benim işim daha çok bu kişiler gibi olmak

Yani bilinmezlik ya da o anda zorluk olarak gördükleri durumlarda onu nasıl aşacaklarına odaklananlar "başarılı" olurken, engele odaklananlar "başarısız" oluyorlar.

Bir kişinin başarılı olup olmayacağını anlamak için medyum olmaya gerek yok. Olaylara, fırsatlara, hayallerine nasıl yaklaştığına bak yeter.
Vizyonu varsa, hayalleri ve onları destekleyen bu düşünce yapılarına sahipse başarılı olacağından emin olabilirsin.
Kendin için de;
Eğer vizyonun, hayallerin, isteklerin varsa ve
Onları "başarılı" insanların düşünce yapısına sahip olarakgerçekleştirmek için devam ediyorsan, şimdiden kutlama partilerini organize etmeye başlayabilirsin çünkü başarı senin için kaçınılmaz demektir.

Hayallerini düşün ve başarılı insanların kuracağı şekilde cümlelerini kur bakalım. Neyi öğrenmek, neyi geliştirmek ya da kim gibi olmakiçin bu hafta yola çıkıyorsun? Lütfen benimle aşağıdan paylaş.

Bülteni paylaşıp daha fazla kişinin başarılı olmasına, isteklerini yaratmasına yardımcı olmak ister misin? Aşağıdaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsin.

xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir

Ego'yu nasıl susturursun? 😃

Biliyorsun eski sevgilini aramaman gerektiğini,
Biliyorsun meditasyonunu bıraktığında kendini kötü hissedeceğini,
Biliyorsun çalışman gerektiğini,
-Neyi yapman gerektiğini,
-Neyi yapmaman gerektiğini,
Ama yine de yapıyorsun:)
Neden?
Çünkü bazen iç sesin (içsel rehberliğin) seni yönlendirmek için seslense de Ego o kadar çok ses çıkarıyor ki, ya o iç sesi duyamıyorsun ya da Ego'nun sesi karşısında mücadale etme gücünü kendinde bulamıyorsun.

Çoğumuz zaten ne yapmamız ya da yapmamamız gerektiğini biliyoruz.
Peki niye yapmıyoruz ya da yapıyoruz?
Çünkü A Course in Miracles'da söylediği gibi; Ego ilk konuşur, Ego yüksek sesle konuşur.
Ego'yu ağlayan bir çocuğa benzetelim.
Tutturdu, 2 şeker istiyor. Ne yaparsın?
Peki ya 200 şeker istediğinde?
Peki ya eline kesici bir alet alıp ortalıkta dolaşmak istediğinde?
İzin verir misin???
Vermezsin, değil mi?
Neden?
Çünkü ona değer verdiğin için, çünkü onu sevdiğin için.
Peki ya kendine ne kadar değer veriyorsun? Kendini ne kadar seviyorsun?
Tıpkı çocuğun ona zarar verecek şeyi yapmasına izin vermeyeceğin gibi, Ego'nun da sana zarar vermesine izin vermeyeceksin, öyle değil mi?
O zaman nasıl Ego'yu susturursun?

1- Odak değiştir
Diyelim ki eski sevgiliye mesaj atmak konusunda çok ısrarcı Ego. Ama biliyorsun o mesajı attığında değersiz hissedeceksin, kendine kızacaksın. Zaten ayrılma sebebin buydu, sana değer vermemesi.
Kendini dışarıya at.
Gez, dolaş, arkadaşlarınla buluş.
Telefonu kapat:)) (Ben çok yapardım, Ego tutturduğunda ve ben yapmamam gerektiğini bildiğimde :) )
Ona oynayacağı başka oyuncaklar ver.

2- Onu yaparsa / yapmazsa gelecekte onu bekleyenleri anlat
"Sevil yine bıraktım, ben bir türlü başladığım şeyi bitiremiyorum"
O kadar çok duyuyorum ki bunu.
İnan bana, sen de yapıyorsan bunu, yalnız değilsin.
Günümüzde Ego'nun en büyük kozlarından biri; bıraktırmak.
Biliyorsun o egzersizi yaptığında iyi hissettiğini.
Biliyorsun sen iyi hissettikçe isteklerinle buluşacağını.
Ama yine de bırakıyorsun.
(Ego çok tecrübeli bu konuda;) )
Çocuğun okula gitmek istemediğini düşün.
Sen ise, gitmesi gerektiğini biliyorsun. Neden? Çünkü sonrasını görüyorsun. İleride onu daha güzel bir yarının beklediğini düşündüğün için sabahın köründe kalkmasına değeceğini biliyorsun.
Ya da kötü bir alışkanlığın sonrasında nelere sebep olacağını bildiğin için, yapmamasını söylüyorsun.
Peki ya kendine?
O anlarda bırakmadan, ya da o eski sevgiliye mesaj atmadan önce zihninde o senaryoyu oynat. 
Bunu yaptığımda fark ettiğim hep şu oldu:
Ben mesaj attığımda görüşmeye başlarsak da iyi hissetmeyeceğim, görüşmezsek de. O zaman Ego'nun oyununu oynamıyorum.
Meditasyonumu bugün yapmazsam yarın kendimi suçlu hissedicem. O zaman Ego'nun bu oyununu oynamıyorum.

Zihninde o senaryoyu oynat.

3- Zaman ver
Karşındaki çocuk birşey istedi. Ne kadar ciddi, gerçekten önemli mi, bilmiyorsun.
Ne yaparsın?
Bir süre verip, geçen zamandan sonra hala aynı şeyi düşünüyor mu, istiyor mu bakarsın öyle değil mi?
Kendine de bunu yap.
Birisi telaşla karar vermeye çalışıyor ve birşey yapacaksa %90 bu Ego'dur. Ve genelde de açıklama çok saçmadır:)
-Sanki 2 gün sonra mesaj atsa karşı tarafı kaybedecek,
-O emaili birkaç saat sonra gönderse kariyeri sonlanacak.
Beni yanlış anlama, burada bahsettiğimiz şey ertelemek ya da tembellik değil.
Fakat şunu unutma; Ego ilk konuşur ve Ego yüksek sesle konuşur. 
Ego ile hareket etmek demek, o anda 6 yaşındaki bir çocuğun yönlendirmesiyle adım atmak demek.
Eğer o iş kararını, ilişki kararını, paranın yönetimini o çocuğa bırakmayacaksan, önce nefes al, önce şu ana gel, önce şu andaki SENİN isteklerini, hayallerini, hedeflerini hatırla, sonra o karar eğer seni oraya taşıyacaksa o adımı at.
Merak etme, eğer o doğru kararsa zaten birkaç saat, birkaç gün sonra da o kararı vereceksin;)

Bu 3 yöntemi bu hafta atacağın adımlarda kullanmaya ne dersin? Hangisi favorin? Lütfen benimle aşağıdan paylaş.

Bülteni paylaşıp daha fazla kişinin Ego'nun tuzaklarından özgürleşmesine yardımcı olmak ister misin? Aşağıdaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsin.
xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir