Dönüm Noktaları

Haydi bu pazartesiye bir egzersizle başlayalım! Var mısın?

Boş bir sayfa alın ve sayfanın ortasından bir çizgi ile ayırın 2 bölüme.

Sol tarafa "Şimdiye kadar gerçekleşen isteklerim:"

1-

2-

3- 

Sağ tarafa  "Gerçekleşmeyen isteklerim:"

1-

2-

3-

Bu egzersizi yapmaya ilk basladigimda biraz rahatsız hissetmiştim...

"Nasıl yani şimdi bir de gerçekleşmeyenleri mi yazacağım"

"Şimdi bu nereden çıktı, moralim bozulacak?"

Yüzleşmeyi istemiyor, "hani motivasyonum nerede???" diye mızmızlanıyordum;)

Halbuki;

-Bir tane "Başlık veya konunun" bana nasıl bir etkisi olabilirdi ki?

-Neden korkuyordum? "Başarısız hissetmekten mi? veya Yapamadım demekten mi?..."

Aslında durum basitti: 

a- Orada o başlık olur ama ben altına yazacak birşey bulmuyorsam "ok";) Daha ne olsun;)

b- Buluyorsam...... o da "ok"

Neden mi?

2014 Mart ayı, sağ tarafa yazdığım ve "gerçekleşmeyen isteklerim" dediğim maddeler:

1- Müdür olmak

2- Amerika'da yaşamak

3- Yaşam koçu olmak

Ahhhh biraz sertti!!! Şimdi bile yazarken o zaman ne hissettiğimi hatırlıyorum... ;)

Kendime vurma kısmı (mecazi:)- kadına şiddete hayır) bittikten sonra, nefes aldım ve şöyle dedim "ok, tamam, bu şu andaki durum, yarın bunun aynısı olmak zorunda değil"!

İki liste de onumdeydi.

Önce gerçekleşen isteklerime baktım:

1-İstediğim ilişkim

2-O zamanki işim (Öyle bir iş tanımı olabileceğini hayal bile edemezken karşıma çıkmıştı)

3-MBA  + İşletme Mühendisliği (istediğim bölümü kazanmış, MBA yapmak istiyorum dediğim dönem şirket sponsorluğunda MBA önüme gelmişti)

Evet bunlar "gerçekten istediğim" ve GERÇEKLEŞEN isteklerimdi.

Peki ya diğerleri?

Gerceklesmeyenler... Öncelikle gerçekleşmeyenler başlığına "henüz" diye eklemeliymişim" diye düşündüm! 

Haydi bakalım siz de ekleyin, "HENÜZ"!!!

Sonra sırasıyla listemdeki maddelere baktım.

1-Müdür olmak: Daha önceki hikayelerimden hatırlarsınız, bir kurbanlık hikayem vardı. Mevcut durumu sevmiyor ama yenisi için de birşeyler yaptığımı düşünüyor, hep zorlama enerjisiyle devam ediyordum. 

Düşündüm;

Ya evet istiyorum, ama bununla ilgili çalıştım mı? hamlelerimi yaptım mı? enerjim bununla hizalı mı? akmayan birşeyleri görüyorum ama değiştirmek için birşey yaptım mı? başka neler yapabilirim? ben buna hazır mıyım? müdürlük başka şirketteyse buradan yeni bir alana geçmeye ok miyim? yaşam koçu olucam diyorsun eee bu müdürlük ne o zaman?

Buraya yazdıklarım o zamanki blokajlarımdan ilk aklıma gelenler:)

Bu egzersizden sonra orada bir karar aldım ve "seçim" yaptım! 

Ertelememe sebep olan hikayelerin beni bu hoşuma gitmeyen enerjide daha fazla tutmasına izin vermeyecektim, seçim hakkım vardı ve ben bunun olması için elimden geleni yapacaktım.

2- Amerika'da yaşamak: Bu konuda da yapabileceğim şeyleri çıkardım. Ve Koray'a alan tutmak dahil olmak üzere o hayalimi sıcak tutmaya karar verdim.

Bu konu ile ilgili yapmam gerekenleri yapmış tohumları ekmiştim. Gerisi olgunlaşma dönemi için evrene izin vermekti.

Rahatlamıştım. Artık bu maddeyi de "gerçekleşmeyen" tarafına koymazdım. Üçüncü bir liste yapmalıydım, 2 madde de "gerçekleşmekte olan" listesine taşınmalıydı;)

3- Yaşam Koçu olmak: Bunu gerçekten istiyor muydum? O güne kadar bunun benim için ok olduğunu düşünüyordum, etrafımdan bunu yapmam gerektiğine dair cümleler duyuyordum amaaaaaaaaaaa gerçekten "yaşam koçu olma" seçimini yapma tarihim de yine bu çalışmadır. 

Ya olmazsa?, nasıl yapıcam?, ne zaman yapmalıyım?, hangi eğitimleri almalıyım?, kurumsal hayattan çıkmak...

Durdum ve şunu söyledim, doğru an geldiğinde yapacağım, evet şu şu şu nedenlerle istiyorum ve yaparım, kendimi hizalı hale getiririm, ben elimden geleni yapayım da...

Evet bu madde de "gerçekleşmekte olan" listesine!

Peki, bu 3 maddenin de ortak noktası neydi?

Enerjini isteğinle hizalamak ("yani müdür olduğumda yönetici gibi mi hissedicem -artık o benim için ne demekse, başarılı, yönlendirici, etkili vs-, hemen başarılı hissetmeye başla" gibi;)) 

Sana düşeni yapmak ve İstediğin şeyi yapmak/ Eğlenmek!

Bizi en çok ne mutsuz ediyor??

Hayallerimiz, iç sesimiz, potansiyelimiz birşey söylerken onu uygulamamak, korkunun -egonun- sesine kapılmak, ve 

ahhhhh yok mu o ' kapana kısılmış gibi hissetmek.' 

Katılıyor musunuz bana?

Peki çözüm ne? 

"Korkusuz olacağımız zamanı beklemek yerine, korkuların kurduğu esaretten özgürleşmek!"

O zaman haydi sen de "gerçekleşmeyen" tarafına yazdığın maddelere bir bak. Ama bakarken bir noktayı gözden kaçırma;

Benim ilk maddemi hatırla: "Müdür olmak".

Bunu mevcut şirketimde müdür olmak olarak yazmadım, çünkü benim için o yöneticilikti önemli olan. 

Eğer, XXX ile birlikte olamadım diye yazdıysan listeye, onu "asıl" hedefine döndür, "ilişki"yaz. Hatta istersen nasıl bir ilişki olabilir konusuna da değin. "sevgi dolu, güvenli...".

Veya bereket ise "bereket" yaz, "maaşımın 2 kata çıkması" deme, belki onu primle verecek sana evren, nasıl getireceğine karışma;)

Sonra da bu maddeler ile ilgili kendine sor, şu anda da isteğin aktif ise, birşeyler yapmaya başla ve maddeler "gerçekleşmekte olan" listesine doğru yol alsın;)

2014 Mart ayında bu çalışmayı yaptım, şu anda 2015 Ekim ve benim bu 3 isteğim de gerçekleşenler listeme eklendi.

Sen de listeni yap ve çalışmaya başla, 2015 Ekim senin için dönüm noktası olsun;)

Ben yaptıysam sen de yaparsın! Sen başladığın anda, Sen kararlı olduğun anda, Sen net olduğun anda evrendeki bütün güçler senin için çalışmaya başlıyor! 

"Yalnız değilsin"

-Önce dile, iste, isteğinde netleş, korkularınla değil, sevginle çiz sınırlarını, limitlerini sen sec

-O isteğin gerçekleşmiş gibi hisset, onu hayal etmenin senin için ne olduğunu yaşa, gerçekleşmesini düşün, unutma düşünceler gerçekliğin olur

-Önüne gelen fırsatları değerlendir, hareket et, insan olarak bu dünyaya gelmenin bir sebebi var, yaşa

Hayallerime Işınla Beni Scotty!

Fotoğraftakiler: Ben & Kaptan Kirk & Koray :)

Fotoğraftakiler: Ben & Kaptan Kirk & Koray :)

Bu hikaye bana düşündükçe ilham veriyor, "sevgiyle beslenen isteklerin" gerçekleşme kapasitelerinin nasıl sonsuz olduğunun taptaze örneği...;)

Koray evin tek çocuğu. Çalışan bir anne ve baba. Babasının görevli olduğu okulun ilk sınıfında okula başlıyor. Bu arada anne baba öğretmen ve bildikleri için okuma yazma bilerek sınıfa başlayanlar çok sıkılıyor sonraları, Koray'a özellikle hiçbirşey öğretmiyorlar.

Koray okula başladığında ne ile karşılaşıyor dersiniz?

Sınıfta tek okuma yazma bilmeyen o dahil 3 kişi ve "çok sevgi dolu" olan öğretmenleri Emine Hanım, o 3'lüyü sınıfın en arkasına atıyor, diğerleriyle ilgilenmeyi tercih ediyor!

Bizimki hırs yapıp okumayı hızla öğrendikten sonra  hasta numarası yaparak okula gitmemeye başlıyor, hatta ilerleyen zamanda okul içinde ve il çapında yapılacak olan sınavlarda başarılı olduğunda hoca başarı puanından nemalanmasın diye o sınavlara girmiyor veya bilerek kötü puan alıyor. Ama o ayrı mesele, biz tekrar ilk başlara dönelim:)

Hasta numarası yapıp evde kalan 6 yaşındaki zıpır sabahın köründe uyanmaya devam ediyor ve en büyük zevki o saatlerde yayında olan Star Trek -Uzay Yolu nu izlemek.  Evde kalan ve kendini yalnız hisseden Koray'ın en iyi arkadaşı Kaptan Kirk -William Shatner-

İlk tanıştığımız zamanlarda meraklarımızı konuştuğumuzda veya çocukluğumuzu konuştuğumuzda en önemli oyuncakları uzay gemileri, robotlar ve süper kahramanlarmış benimkinin :) (Hala daha öyle:))

Ve çocukluğu Uzay Yolu serisini izlemekle geçen, daha okuma yazma bilmediği zamanlardan bugüne kadar çizgi roman okumak en büyük hobisi ve tutkusu olan adamla geçen haftasonu ComicCon 2015'e gittik.;)

Benim de Miami'ye gelmemden sonra ev vs işlerini hallettiğimiz için Koray da daha fazla "etrafımızda ne olup bitiyor", nelere gidebiliriz diye bakmaya başlamıştı.

Veee tam da Haziran ayında ben gelmeden hemen önce Miami'deki ComicCon u kaçırdığını fark etti... :(

Çok üzülmüştü ilk başta, Kevin Smith'i kaçırdığı için üzgündü (Valla ben de tanımıyorum kim olduğunu. Koray'ın notu:  Ben Affleck'in oynadığı Chasing Amy'nin yönetmeni, Daredevil çizgi roman serisinin yazarı ve Good Will Hunting'in prodüktörüdür kendisi.)

"Olsun aşkım yine olur, uzakta bile olsa gideriz, takılma sen" diye teselli moduna geçtim tabi:) Çünkü biliyordum, o bu kadar bunlara tutkunken elbet birgün gidecektik.;)

Sonra bir anda bize yakın olan bir şehirde olduğunu gördü, bu sefer Miami'de değildi, "Yolu nasıl yapsak, taksi çok tutar, acaba şu anda yapmalı mıyız?" diye sordu...

Orada olmanın onun için ne kadar önemli ve özel olacağını bilmesine rağmen bana sorma ihtiyacı hissetmişti, biraz maliyetli olacaktı, bir çift olarak bunun kararını beraber alalım istedi. Ben o kadar emin ve rahat bir şekilde "tabiki gidicez" dedim ki, biletler satışa çıktığı anda aldı:) Evet bir gün içinde bir anda yüzlerce dolar harcayacaktık muhtemelen (öyle de oldu :) ) ama sonuçta para bir enerjidir ve bunun bize daha fazlasını getireceğinden emindim (öyle de oldu :))

Aktivite yaklaştıkça Koray'ın heyecanı artıyordu! Ve katılımcıları görünce gözlerineinanamadı: "Kaptan Kirk" orada olacaktı. Çocukluk kahramanı, hatta "en yakın arkadaşı" :) Kaptan Kirk'ü, hayatının o küçük çocuk halinde belki de zor zamanlarını onun için "eğlenceli" anlara çeviren adamla tanışma şansı vardı!!!

Ve o gün yukarıda gördüğünüz resmi çekilme şansımız oldu, Koray Kaptan Kirk ile yumruk tokuşturdu;)

Benim bu hikayeden çıkarttığım sonuçlar:

-Hayaller GERÇEK olur (6 yaşındaki hayali arkadaşınla 32 yaşında gülüşüp konuşup yumruk tokuşmak)

-"NASIL" ına takılma (Ya ben bu adamla nasıl tanışırım, yaaa olmazsa korkusunu dinlememek)

-Birşeyin "KÖTÜ" olduğunu söylerken bir kere daha düşün, çünkü onun nerelere varacağını bilemezsin (İlk Miami'deki ComicCon a bilet almış ve gitmiş olsaydı, sonrakilere bakmayacaktı belki ve 84 yaşındaki William Shatner ile tanışamayacaktık)

-Evren önüne getirdiğinde "HAMLENİ" yap (Yani para zaman uzaklık vs bir anda korku vs ler pörtleyebilir, dinleme onları ve iç sesini takip et)

Bu yazıyı sizinle paylaşmadan önce Koray'a okuttum ve bakın eklemek istedikleri;)

"Öncelikle herkese merhaba, Sevil'e de çok teşekkürler bu haftaki yazıya beni de dahil ettiği için. Eklemek istediğim en önemli şey şu; Aslında ben sadece hayal kurmadım. Vizyonladım.

6-7 yaşında tabii farkında değildim ama Sevil'den de öğrendiğim kadarıyla yaptığım şey vizyonlamaydı:) Uyumadan önce gözlerimi kapatırdım ve Kaptan Kirk ile Star Trek'te olsaydım nasıl olurdu canlandırmaya çalışırdım. Montana'daki teyzemin gönderdiği film gözlüklerinde Amerika resimlerine bakar bilmediğim bu yüksek binalı yerde olmayı düşlerdim. NBA yıldızlarıyla basketbol oynadığımı,  üstlerinden Superman gibi uçarak sayı yaptığımı hayal ederdim. 12-13 yaşında Rob Liefeld'in Kaptan Amerika'yı, Thor'u nasıl çizdiğini, Deadpool'u nasıl yarattığını düşünür ve onun gibi çizmek isterdim. Ama bir memur çocuğu olarak bunları nasıl yapabilirdim ki?

Olsun, ben hayalleri hiç bırakmamayı seçtim. Belki Kaptan Kirk ile Star Trek'te yolculuğa çıkamadım ama hayal etmeye devam ettiğim için  William Shatner ile iki "kanka" gibi yumruk tokuşturdum. Profesyonel basketbol tabii ki oynamadım bu boyla :) Ama NBA şampiyonu Tony Parker ile 20 dakika antrenman yaptım. Rob Liefeld gibi çizemedim, ama onunla sohbet edip çocukluk çizgi romanlarımı imzalattım.

Bazen gökyüzüne baktığınızda herşey bulutlu, karanlık ve gri gözükebilir, hayalleriniz çok büyük ve ulaşılmaz gelebilir ama lütfen hayal etmeyi, vizyonlamayı asla bırakmayın çünkü o kara bulutların arkasında gökyüzü her zaman mavidir ve hiç bir hayal aslında ulaşılmaz değildir. "

Evet, Koray'ın yorumlarına teşekkürler, "vizyonlama"nın gücünü bir kere daha duyduk...

Hayal kurmaktan asla asla asla vazgeçme!

Unutma mucizeler hepimiz için ve akışta karşımızda, yeter ki biz engel olmayalım ve bize düşeni yapalım;)