Kritik Soru: İçsel Rehberliğin Sesini Nasıl Ayırt Ederiz?

Bazen danışanlarım soruyor; “içsel rehberliğin sesini nasıl ayırt edeceğiz?” diye.

“Onu beyninizle bulmaya çalışmaya son vererek” diyorum:)

Çünkü, içsel rehberliğiniz sizinle hisleriniz aracılığı ile konuşur! Kelimelere, anlamlı argümanlara ihtiyacınız yoktur. Sadece bilirsiniz! Açıklamalar sonradan yerine oturur.

Sebep-sonuç ilişkisi; ezbercilik ve okuduğunu anlamaktan çok “en çok kaç kelime okuyabilirsin?” lerle büyüyen bir toplum olduğumuz için anlıyorum bunun zor gelmesini; fakat gerçek bu: “İçsel Rehberliğiniz kalbiniz aracılığı ile hisleriniz aracılığı ile konuşur.”

Bir düşünün hayatınızdaki böyle anları, ilk gördüğünüz anda içinizin ısındığı ve yıllar sonra bile birlikte olduğunuz sevgiliniz/eşiniz veya arkadaşınız… Ya da ilanı gördüğünüz anda “bu benim işim” dediğiniz ve daha sonra çalışmaya başladığınız, bereketli, yaratıcılığınızı gösterebildiğiniz işiniz…

……….

Bu yazıyı yazarken gözümün önüne geldi.

14 Ekim 2001, Üniversite kaydı için evrakları teslim etmeye Maslak Kampüsüne gitmiştim. Liseden sınıf arkadaşım da aynı okulun farklı bir bölümünü kazanmıştı. Kampüs içindeyken telefonlaştık, “Seni bölümünden biriyle tanıştıracağım” dedi. Çok heyecanlanmıştım. Ne de olsa birkaç gün sonra, ilkokulun ilk günü gibi olmasa da, bilmediğim bir şehirde bilmediğim bir sınıfa gidecek ve bir sürü kişi ile tanışacaktım, tanıdık olması fena olmazdı:) ! Sonra arkadaşımı yanında 3 kızla bana doğru yürürken gördüm. İçlerinden bir tanesi gözlerinin içi parlayarak bakıyordu. Ve “müstakbel” sınıf arkadaşımla tanıştım. Birbirimize isimlerimizi söyleyip el sıkıştık, 3 dakikayı geçmeyen bir konuşma olmasına rağmen sıcacık bir anı olarak bilinçaltıma işlemişti.

Okulun ilk haftası, Teknik Resim dersi, yanıma birisi yaklaştı. 

“Merhaba” dedi, yine aynı güzel gülümsemesiyle.

15 yıl sonra…

Sayısını hatırlayamayacağımız kadar hatıra ve devam eden “dostluk”!

O zaman da sorgulamadım, bugün de… 

“Neden dost olmuştuk?” 

Bugün bir sürü sebep sıralayabilirim, paylaşılan anılar, mantıklı sebepler. Ama bunların hepsi sadece sizleri ikna etmek için sunduğum şeyler olur. Asıl sebebi kalbim biliyor çünkü. Kalben “ok” dediğim birşeyi beynimle “açıklama” çabam olur bu sadece.

Çünkü bugün hem dostum hem ben, o ilk tanıştığımız anda iç sesimizin bize güzel sinyaller gönderdiğini kabul ediyoruz. Yani o ilk anda "bildiğimizi" :)

Bugüne kadar kalbimi, hislerimi, yani içsel rehberliğimi, yani Evreni, yani Tanrıyı dinlediğim her konuda aradığım soruların cevaplarını buldum. İsteyip onun rehberliğine bıraktığım konularda işaretleri takip edip adımlarımı attığımda “hep” mutlu oldum. Bazen onun “hayır” dediği şeylerde ısrarcı oldum, “ego”nun sesini dinledim, bütün kanıtların gösterdiği yöne gittim, görme sınırımda olmayan kanıtları yok sayarak… 

Çok şükür ki içsel rehberlik bize küsmüyor :) Ne zaman biz onu dinlemeye kendimizi açsak bize yol göstermeye devam ediyor. 

Siz de biliyorsunuz o sesi değil mi? Belki son zamanlarda duymuyor, farkında olmuyor olabilirsiniz ama geçmişe dönüp bir baksanız bir olay karşısında içinizin kıpır kıpır ettiği veya karnınıza ağrılar girdiği anları eminim hatırlayacaksınız. Sonrasında ne olmuştu?

Peki, her arada kaldığınız sorunun cevabında ona danışabileceğinizi bilseniz, her karar aşamasında ilk onun fikrini duyabileceğinizi, bu size kendinizi daha fazla güvende hissettirmez miydi?

Güzel haber, artık “biliyorsunuz!” Evettt belki şu anda nasıl ayırt edeceğinizi bilmiyor olabilirsiniz ama deneyimledikçe daha çok bileceksiniz.
Sol beyinle hareket etmenin ödüllendirildiği bir dönemde büyüyüp, sağ beynini işin içine dahil edebilenlerin “mutlu” olduğu ve mucizeleri yaşadığı bir hayatı yaşıyoruz. Sağ beyninizi işin içine dahil etmek, Duygularınızı, "İçsel Rehberliğinizi", duymak için kendinize izin vermeye ve bir test uygulamaya var mısınız?

1. Adım: Karar ver:  Bir hafta boyunca içsel rehberliğini duymak için niyet et.

2. Adım: Not al: Bir karar verme anında, bir adım atarken, bir seçim yaparken o sesi duymaya, vücudunun verdiği tepkileri takip etmeye çaba sarf et. Hislerin “evet” mi diyor yoksa “hayır” mı? Not al. Sonra seçimini yap. Ve tekrar not et, neyi seçtiğini.

3. Adım: Analiz et: Bir haftanın sonunda şöyle bir otur ve aldığın notlara bak. Neler olmuş? İçsel rehberliğin olarak yorumladığın karar neydi, sen ne karar verdin, sonuç nasıl gelişti?

4. Adım: Paylaş: Neler yaşadın? Bu deneyim sana neler gösterdi? Bir hafta daha bunu sürdürmek ister misin, bir ay veya bir yıl? Ya da her zaman? :)

Bülteni okurken aklınıza gelen örnekler, düşünceleriniz veya yukarıdaki testi uyguladıktan sonra düşündükleriniz… Duymayı çok isterim, lütfen aşağıdan paylaşın!

İçsel Rehberliğizi duyup takip ettiğiniz bir hafta olsun!

Daha az kork, Daha çok SEV ve Daha fazla İZİN VER❤️

Sat Nam,

Sevil