Sevgililer Günü Özel: Sevgi Dolu İlişkiye Giden Yolda Atmanız Gereken 4 Adım

Yine bir Şubat ayı geldi çattı!

Sevgililer Günü konsepti her yanı sarmışken, eğer bu 14 Şubat’ı yalnız geçiriyorsanız ve bir sonraki sevgililer gününde sevgilinizle el ele olmanın hayallerini kuruyorsanız, aşağıda sıralanan “sevgi dolu ilişkiye giden yolda atmanız gereken 4 adımı” takip edin. Adım adım, hem sevgiyi daha fazla hissetmeye başlayacak, hem de ilişkiniz için temelleri atmış olacaksınız.
Peki ya ilişkisi olanlar?
...........
İlişkinizi daha da sevgi dolu yapmaya hazır mısınız?!️

1. Adım: Kalbinizi açın, sevmek için sevgiliniz olmasını beklemeyin

“Hayatımda birisi olduğunda sevgi dolu hissediyorum” diye düşünüyorsanız, size bir sır vereyim: “Sevgiliniz olduğu için öyle hissetmiyorsunuz, öyle hissettiğiniz için sevgiliniz oluyor.”

Bir kadın mutlu olduğunda, eğlenceli hissettiğinde ve sevgisini gösterdiğinde, ışıltısı çok güçlüdür. Mıknatıs gibidir. Mıknatısın gücü içinden gelir. Ve o mıknatısı aktive etmek istiyorsanız, sevgi vermeye başlamalısınız.

Sevmek için illaki sevgiliniz olmasına gerek yok. Önce kendinizi severek başlayın. Kendinizle olan ilişkinizin yansımalarını gelecekti ilişkinizde göreceğinizden şüpheniz olmasın.

Sevgi dolu, huzurlu, keyifli ilişki için; önce kendinize sevgi gösterin, kendinizi şımartın, kendinize yumuşak davranın. Kendinizi sevmeyi öğrenmeye ihtiyacınız yok, çünkü aslında onu zaten biliyorsunuz. Sadece eğer son zamanlarda unuttuğunuzu fark ederseniz, hatırlamak için harekete geçin. Hergün ayna karşısında kendinizi takdir edin, “kendimi çok seviyorum” diye tekrarlayın.. Bu basit egzersizi 30 gün boyunca sürdürün.

Sevgi vermeyi kendinizle de sınırlamayın, çevrenize de sevgi göstermeye başlayın. Ailenize, arkadaşlarınıza…

Daha fazla sevginin hayatınızda olmasına izin vermek istiyorsanız öncesevin.❤️

2. Adım: Korkularınızdan özgürleşin

lişkilerin en büyük düşmanıdır “korkular”. Çünkü korkunun var olduğu yerde sevgi var olamaz; sevginin var olmadığı yerde ise ilişki yaşanamaz!

Flört aşamasında en çok karşı tarafın reddetmesinden, geçmiş ilişkilerdeki senaryoların tekrarlanmasından ve tekrar acı çekmekten korkarız. Eğer sevgimiz ve heyecanımız, bu korkuları aşamaz ise de, incinmekten korktuğumuz için karşı taraf reddetmeden biz kendimizi reddederiz, risk almaktan korkup sevgi ihtimalini geri çeviririz.

İlişkiye başladıktan sonra yaşanılan korkular ise çoğunlukla; “ya daha öncekiler gibi olursa”, “ya biterse” senaryolarının zihinde sürekli dönmesi olarak kendini gösterir. Ve maalesef asıl bu korkular yüzünden ilişkimiz biter. Çünkü kaybetmekten korktukça bağımlanırız, bağımlandıkça daha çok korkarız… Ve hatırlayalım,“korkunun var olduğu yerde sevgi var olamaz”.

Artık ilişki yaşamanızın önündeki en büyük engelin ne olduğunu biliyorsunuz. Peki şu anda ilişki yaşamanızın önünde engel olduğunu hissettiğiniz en büyük korkunuz ne? Belki reddedilmekten korktuğunuz için adım atmıyorsunuz veya aldatılmaktan korktuğunuz için ciddi bir ilişkiden uzak duruyorsunuz? Terk edilmek, acı çekmek, tercih edilmemek…

Korkunuzu bulun. Korkulardan kaçmak bizi korkularla yaşamaya hapseder, korkuyu hissetmeye izin verip bırakmak ise bizi özgürleştirir.

Gözlerinizi kapatın, meditasyon süresince uzun, derin nefesler alın. Sonra korkunuzu düşünmeye başlayın ve elinizi vücudunuzda korkunuzu hissettiğiniz noktanın üzerine koyun. 90 saniye kadar korkunuzu hissedin. 90 saniyenin sonunda iki elinizi birden kalbinizin üzerine koyarak burundan derin nefes alın, ağızdan nefesi bırakın. Bu nefesi 3 defa tekrarlayın.

Korkularınızın sizi engellediğini hissettiğiniz her an bu meditasyonu uygulayın. 90 saniye kadar o korkunuzu hissedin ve bırakın. Bırakın korkunuz sevgiye dönüşsün.❤️

3. Adım: Geçmişin yüklerinden arının

Her ilişkiye taşınan bavullar vardır. İçleri geçmiş ilişkinin kırgınlıkları, kızgınlıkları, yaşanan pişmanlıklar ve “İlişkiler nasıl olmalı-olmamalı”, “Bugün buluşmak isterse beni önemsiyor demektir”, “Mesaj atmadıysa ilgisi yok demektir” kalıpları ile dolu olan.

Bu sefer bir iyilik yapın ve o bavulları kapının dışında bırakın. Kendinize ve karşınızdakine şans verin. Anda kalarak onu tanımaya çalışın. Aklınızdan geçen “sebep-sonuç” ilişkilerinin geçmişten gelen bilgilere dayandığını hatırlayın.

Unutmayın sevgi akıl ile değil, kalp ile yaşanır. Hisleriniz en büyük rehberiniz, onların rehberliğini dinleyin. ❤️

4. Adım: Kendinizle randevuya çıkın

“Sevgilim olunca yapacağım” diye ertelediğiniz programlara, kendinizi kısıtladığınız maddelere bir bakın. Bu program, belki sevdiğiniz bir restaurantta yemek, belki sinema, belki de yurtdışı gezisi olabilir. Bunları yaşamak için kendinize niye bir şart koyuyorsunuz?

Kendinizle randevuya çıkın: Kendinizi yemeğe çıkarın, kendinizi sinemaya davet edin, kendinize çikolatalı kek ile kahve ısmarlayın ve bunları yaşarken çok eğlenmeyi unutmayın.

Eğlenceli, sevgi dolu ve hayatı dolu dolu yaşayan versiyonunuzu yaşamayı gelecekteki sevgilinize ertelemeyin; bugün o kişi olun ve sevgilinizin size katılmasını heyecanla bekleyin!

❤️Sevgililer Gününüz kutlu olsun❤️

Bültenle ilgili düşüncelerinizi duymayı çok isterim, aşağıdan paylaşmak ister misiniz?

Daha çok SEV❤️

Sat Nam,

Sevil