Ya herşey ters gidiyorsa? -Bu 3 adımı hatırla-

En son ne zaman "herşeyin üst üste geldiği" bir dönem yaşadın?

Moralin bozuk, işler ters gidiyor. Sen birşeye tutunmak istiyorsun ama o da ters gidiyor.
Merkür mü geri gidiyor?
Murphy Kuralı mı?
...............
Hepimizin hayatında böyle dönemler olabilir ve önemli olan, fark yaratan, bu dönemleri nasıl geçirdiğimiz.
Sana bu dönemler için ışık olması için aşağıda 3 bakış açısı paylaşıyorum. Lütfen oku ve düşüncelerini benimle paylaşmayı unutma. 

1- Etiket koymayı bırak
Yaşadığımız olaylara "güzel" ya da "kötü" diye etiketler vermeyi seviyoruz. Negatif -beklediğimiz gibi olmayan- bir deneyim yaşadığımızda hemen moralimiz bozuluyor, yaptığımız şeyleri bırakmak istiyoruz, Evren bizi sevmiyormuş dramasına kapılıyoruz:)
Kabul edelim, geleceği görmüyoruz. Bilmiyoruz ki "şu anda" kötü diye yorumladığın bu durum sana nasıl kapılar açacak?

Eskiden o anda "kötü" diye yorumladığın ama sonradan geriye dönüp baktığında "iyiki olmuş" dediğin neler var?

2- Evren ile ilişkin
Evren ile ilgili en temel düşüncelerimiz, ona verdiğimiz sıfatlar; böyle dönemleri nasıl atlattığımızı birebir etkiliyor.
Örneğin; Evren'i, cezalandırmayı seven, seni teste sokan, umursamaz olarak görürsen, bu dönemlerde çok daha kolay arabeske bağlarsın.
"Niye benim yanımda değil?"
"Acaba ne yaptım da bunlar benim başıma geldi?"
Çekim Yasası hiç durmadığına göre, sen bu soruları sordukça nasıl bir enerjiyi alanına dahil ediyorsun?

Evren, en iyi arkadaşım.
Evren, beni çok seven ve sadece iyiliğimi isteyen bilge.
Evren, beni seviyor.
Bunlar benim inandıklarım ve hergün tekrarladıklarım. Sevdiysen sen de al, tekrarla:) Senin başka böyle tanımlamaların var ise, lütfen paylaş bizimle.

"Hayat bana olmuyor, Hayat benim için oluyor"
Bu cümleyi duyduğum andan beri kalbimde baş köşeye oturdu. Beni negatif deneyim dediğim anlarda öyle güzel kendime getiriyor ve hızlıca içinden geçmemi sağlıyor ki.
Beğendin mi? Hemen yaz bir kağıda ve sürekli görebileceğin bir yere koy;)

3- Destek al - Kendine sevgi & ilgi ver
En çok gördüğüm şey, negatif bir deneyim içerisinden geçerken, kendini suçlamak ve daha da kötü hissetmek!
Ayağı taşa takılıp düşmüş bir çocuğa ne yaparsın?
Vereceğin tepki ne olur?
Neden kendine daha yumuşak olamıyorsun?
Zor bir dönemden geçebilirsin. Herkes geçiyor hayatının bir döneminde.
Tıpkı o çocuk gibi, senin de o dönem asıl ihtiyacın olan "ilgi, sevgi, destek".
Önce kendine bunu ver.
Sonra, sana bunu verebilecek bir çevren olsun.
Eğer "yok ki" diyorsan, onu oluşturmaya başla. Demek ki daha farklı insanları hayatına alma zamanı gelmiş;)

Senin böyle zamanlar için yol planın var mı? Yoksa bu 3 maddeden hangilerini uygulayacaksın? Lütfen aşağıdan benimle paylaş, duymayı & okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
 
Bülteni paylaşıp arkadaşlarının da böyle zamanlarda kendilerini daha hızlı iyileştirmelerine yardımcı olmak ister misin? Aşağıdaki sosyal medya butonlarını kullanarak bülteni arkadaşların ile paylaşabilirsin.

xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir

Peki ya ne istediğini bilmiyorsan???

Yaratım gücün olduğunu öğrendin. İstediğin hayatı yaratabileceğini de. Harika! 

"İyi hoş tamam güzelmiş de, ne yaratıcam ki ben?" diye soruyorsan,
"Ya yanlış yaratırsam" diye korkuyorsan,
"Ne istediğimi bilmiyorum ki" diye üzülüyorsan,
Aşağıda seninle bu durumda uygulayabileceğin 3 yöntemi paylaşacağım. Sana hitap edeni / edenleri uygula ve lütfen benimle de paylaş. Çünkü sen istesen de istemesen de her saniye yaratmaya devam ediyorsun:)

1- "Ne istemediğin"den başla
Evet belki yıllarca otomatik pilotta sürdürdün hayatını, şimdi de biri karşına geçip "Tamam bak sen istediğini yaratabilirsin işte. Hadi söyle söyle ne istiyorsun?" dediği anda, strese giriyor olabilirsin:)
Ya da hep ne istediğini konuştuğunu sanarken, bir de fark ettinki, sen aslında hep ne istemediğini, korkularını, olmasından endişelendiğin şeyleri sıralıyormuşsun; o yüzden "peki o zaman ne istiyorsun?" diye sorulduğunda şaşırıp kalıyor olabilirsin.
Veya, çok yüksek ihtimalle o kadar uzun zamandır istemediğin bir hayatı yaşıyorsun ki, isteğini hayal et dediklerinde insanlara elinde ne varsa fırlatmak istiyorsun:)))
Eğer bunlardan birini ya da hepsini yaşıyorsan, önce derin bir nefes al bırak:) Sonra da al eline kağıdı kalemi ve oraya alt alta istemediklerini yaz. 
-Mutsuz ilişki
-Yalnız olmak
-Sürekli borç ......

Şimdi her birini tek tek ele alarak, o konu hakkında nasıl hissetmek istediğine bak. 
-Mutlu
-Sevilen
-Huzurlu

En büyük yanılgı, Evren'e detay vermen gerektiğini sanman. Evren senden çooook daha fazlasını biliyor;) Senin ona "nasıl hissetmek" istediğini söylemen onun senin için doğru kişi, şart ve zamanlamayı ayarlaması için yeterli. Sen nasıl hissetmek istediğini söyle, bırak o da işini yapsın:)

2- Hayranlık duyduğun kişilere bak
Eğer birisi sana ilham veriyorsa, onun gibi olmak onun sahip olduğu şeylere sahip olmak istiyorsan; iç sesin seninle konuşuyor demektir.
"Ben de bunu istiyorum"
Biraz incele. Ondaki neyi beğeniyorsun? Neyi duyduğunda "keşke benim de olsa" diyorsun?
Kıskandığın kişilere de bak:)
Evet, kıskanıyor olabilirsin; bu bir his ve bunu reddetmeye gerek yok;) Aslında bu his sadece sana konuşan iç sesin "Bak bak o yapmışsa ben de yaparım, hadi biz de bunu isteyelim" diyor. Duyuyor musun?

3- Eğlenceyi takip et
Garip bir düşünce kalıbı var: "Eğlenmek boş iştir"
Bunu, kendine eğlenme izni veremeyen, hayatı sadece "çok çalışacak, sürünecek ve bedel ödeyeceksin" gözlüğü arkasından gören birileri zamanında söylemiş, biz de çok güzel alıp "doğru" kabul etmişiz.
En son ne zaman eğlendiğin için suçluluk duydun?
En son ne zaman eğlendiğin için sanki birşeyleri kaçırıyormuşsun gibi hissettin?
En son ne zaman eğlendiğin için eleştirenlerin bakışlarını gördün?

Şunu yaz bir yere: EĞLENMEK, YARATIMLARINI HIZLANDIRIR!

Eğlendiğinde yaratıcılığın artar, eğlendiğinde Evren'le hizalısındır.

Şu soruları cevapla: En çok hangi anlarda eğleniyorsun? En çok hangi anlarda kendini çocuklar gibi eğlenirken buluyorsun? En çok hangi anlarda keyifli hissediyorsun?

Eğer uzun zamandır eğlenceden uzaklaşmışsan bunu bir anda yanıtlamakta zorlanabilirsin. Biraz daha geçmişe git. Çocukken en çok ne yaparken eğlenirdin?

Hayatta ne istediğimi keşfetmek istediğim zamanlarda bu soruyu sormuştum kendime. Çocukluğumla ilgili en çok bana eğlenceli hissettiren anlar; arkadaşlarımla oyun oynadığımız anlarmış:) Yani beni bir grubun içinde olmak, paylaşmak çok mutlu ediyor:) Bunu "isteğim" olarak belirlemiş olmam ve şu anda müthiş arkadaş çevremin olması, Yaratım Kursu gibi grup çalışması açmış olmam, Amerika'da olmama karşın Dünya'nın her yerinden sizlerle buluşuyor olmam, tesadüf mü? :)

Neler fark ettin? "Alaattin'in lambasından çıkan cin karşına gelse, ona "isteğin" olarak ne söyleyeceksin? Lütfen aşağıdan benimle paylaş, duymayı & okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
 
Bülteni paylaşıp arkadaşlarının da istedikleri hayatları yaratmalarına yardımcı olmak ister misin? Aşağıdaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsin.

xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir

Erkekler Mars'tan, Kadınlar Venüs'ten

Bugün seninle en sevdiğim ve ennnn karmaşık konu hakkında konuşalım mı? 
Erkek-Kadın ilişkileri:)))

Sana çok pratik 3 bilgi vereceğim aşağıda. (Bana sonra teşekkür edersin;)) Eğer bu 3'ünü anlarsan, kullanırsan ve alışkanlık haline getirirsen; ilişkilerinin boyut atlamama şansı yok. 

1- Kadınlar en çok "his"leriyle ilgilenilmesini isterken, Erkekler en çok "düşüncelerine" önem verilmesini ister
En son ne zaman onu dinledin? Sözünü kesmeden:)))
Kadınlar bir konuda anlaşalım, bizim zihnimiz daha hızlı çalışıyor. (Bu her zaman doğru çalışıyor demek değil tabi ;)) Ve biz hızlı düşündüğümüz için hemen o cümleyi tamamlamak, sonraki konuya geçmek istiyoruz. Öyle değil mi?:)
Kaç kere erkek arkadaşın (eşin) başından geçen birşeyi anlatırken "Daha önce anlatmıştın" dedin? :)))
Biliyorum, ben de yaptım:)))
Ama yapmamalıyız! 
Çünkü bizim için "hisler"imiz ne kadar önemliyse, onlar için de "düşünceleri" çok önemli. Ve "takdir edilmek, dinlenilmek" hayati önem taşıyor. 
Benden söylemesi;)

Kadınlar: Dinleyin. Bir erkeğin sözünü kesmeniz kadar onların canını yakacak bir şey yok. Çok ciddiyim;) Aynı hikayeyi 20. kez dinlesen de, dinle:) Onun mutlu olması seni de mutlu eder değil mi? ;)
Erkekler: Kadınların hislerine önem verdiğinizi gösterin. Onları anlamaya çalışın. Hislerini paylaşmalarına izin verin. Hisler konusu açılınca korkmayın:) Yargılamayın:) Bazen sadece paylaşmak bile bir kadına çok iyi geliyor. 

İtiraf ediyorum eskiden çok söz keserdim:))) Şimdi tam kesecekken kendimi yakalıyorum:) Bazen yüzümde ufak bir tebessüm olunca, Koray'ın tepkisi: "Hmmm daha önce anlatmıştım sanırım?":)

2- Bir kadın aynı anda 6 şey düşünebilirken, bir erkek tek şeye odaklanabiliyor 
En son ne zaman ona söylediğin şeyleri hatırlamadığı için kızdın?
Hatta belki bunu "seni önemsemediği" şeklinde yorumladın?
Ya da erkekler, en son ne zaman sevgiliniz aynı anda sizden bir sürü şey istedi diye kızdınız?
Çok farklı çalışan iki mekanizmadan bahsediyoruz. İkisinin de avantajları da var dezavantajları da;)

Kadınlar: "Tek şey" isteyin. Konudan konuya geçmeyin. Bir seferde bütün konuları masaya yatırmayın:))) 
Erkekler: Aynı anda birkaç şeyin istenmesi Dünya'nın sonu değil:) Sen zaten sonunda tek tek yapacaksın. Stres yapıp gereksiz öfkelenme.

İtiraf edeyim hala aynı anda bir sürü şeyi konuşmak istiyorum. Ama not alıyorum. Önem sırasına göre tek tek konuşuyorum. Böylece konuşmalarımız bir yere varabiliyor;)

3- Kadınlar "fikir" söyler, erkekler bunu "problem" olarak anlar
Koray ile konuşmalarımız bazen hiç anlamadığım şekilde gerilirdi. 
Benim için gayet hevesli ortaya attığım bir düşünce, kendimizi bir anda tartışma ortamı içinde bulmamıza neden oluyordu.
Bak sana bir örnek vereyim:
S: "Arabaya sun roof yaptırsak mı?
(Koray'ın aklından geçenler: Sevil arabayı sevmiyor. Şimdi arabayı mı değiştirme zamanı. Offf uğraşacak bir sürü konu var zaten, bir de bu çıktı başımıza. Hem zamanım da yok. Ne zaman uğraşacağım?... )
K: Ne gerek var ki şimdi?
S: Nasıl ne gerek var? (Gerginlik)
....................

:))))
Tanıdık geldi mi?
Ben dakikada bir sürü fikir ortaya atıyorum. Sürekli birşeyleri farklılaştırmak, değiştirmek, ilerletmek istiyorum.
Koray ise bunları "mevcutta sorun var" diye algılıyor.
Daha doğrusu "algılıyordu". Bunu öğrenince onunla da paylaştım. Kendimi anlattım. Mesela yukarıdaki örnekte arabamızı şu anda da çok sevdiğimi, sadece ilerisi için fikir verdiğimi söyledim:)

Kadınlar: Fikirlerinizin karşı taraf açısında "şu anda problem var" gibi algılandığını bilerek daha yumuşak ifade etmeye çalışın.
Erkekler: Karşınızdakine karşı hemen duvar örmeyin. Kendinizi savunmaya geçmeyin;)

En son yaşadığın tartışmayı düşün. Bak bakalım bu 3 başlıktan birine giriyor mu? Acaba bir sonraki sefer birşeyleri daha farklı yapabilir misin? Hangisini çok sevdin? 

Lütfen benimle aşağıdan paylaş. Duymayı sabırsızlıkla bekliyorum.

Bülteni arkadaşlarına da ulaştırmak ister misin? Aşağıdaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsin.

xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir

"Geçmişi" sadece bunun için kullan

"Bugün" yarınını yaratıyorsun.
"Bugün" yarınını yaratıyorsun.
"Bugün" yarınını yaratıyorsun.
"Bugün" yarınını yaratıyorsun.
"Bugün" yarınını yaratıyorsun.

Bunu biliyorsun ama önemli olan şu anda bu bilgiyi kullanıyor musun?
Dünyanın en özel yemeğinin tarifi sende olabilir fakat onu yapmadıktan sonra ne anlamı var?

"Geçmişi"; "ne istediğine karar vermek", "nerelerde gelişmeye ihtiyacın olduğunu saptamak" için, yani "öğrenmek" için kullan.
"Geleceği"; "Hayal etmek" için kullan.
Yarınını yaratmak istiyorsan;
"BUGÜNÜNÜ" kullan!

Gün 24 saat. Bunun 8 saatinde uyuduğunu varsayarsak sana kaldı 16 saat. Uyurken de yaratıyorsun da, o biraz daha bu 16 saati nasıl geçirdiğinle çok ilgili o yüzden ben 16 saate odaklanmak istiyorum.

Bu 16 saati nasıl geçirdiğin senin geleceğini yaratıyor. 
Bunu nasıl geçireceksin?
Geçmişi sorgulayıp, şikayet ederek mi; yoksa "istediğin hayata" yüzünü dönüp, onun enerjisini besleyerek mi???
Geçmişten öğrendiysen, artık aynı şeyi tekrar tekrar konuşmanın bir anlamı yok!
Geçmişten ne istemediğini öğrendiysen, artık ne istemediğini konuşmanın bir anlamı yok!
Geçmişteki hangi davranışlarının seni üzdüğünü gördüysen, bununla ilgili kendine kızmanın bir anlamı yok!

-"İstediğin şeyler hakkında konuş"
-"İstediğin davranışları hayatına dahil et"

Geçmişi bugününde tekrarladığın sürece o artık geçmişin değil, bugünün ve yarının oluyor. 
Bugün senin müdahale edip etkileyebileceğin tek şey.

Bunu nasıl değerlendireceksin?


Sen ne sıklıkla geçmişi düşünüyorsun. Şimdi ne düşünmeye, ne yapmaya kısaca "ne yaratmaya" başlıyorsun? Lütfen benimle aşağıdan paylaş. Duymayı sabırsızlıkla bekliyorum.

Bülteni paylaşıp arkadaşlarının da zincirlerinden özgürleşmesine yardımcı olmak ister misin?

Aşağıdaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsin.

xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir

.....sız bir hayat eğlenceli olmaz mıydı? 😃

Sadece yazmak yetmez, yazdıklarını silmemelisin ki; o yazı orada kalsın ve ulaşması gereken yerlere ulaşsın, öyle değil mi?
Evren'e enerjimizi gönderirken de öyle:)

Bu hafta seninle, isteklerinin yayınını yaparken, o yayının frekansını karıştırmana neden olan "ama" kelimesi hakkında konuşmak istiyorum:)
Tam arabanın radyosunu bir frekansa ayarladın; isteğini konuşup enerjini orada topladın, radyo da sana o frekanstaki şarkıyı dinletecekkkkk ve BUM!
Araya bir AMA giriyor ve frekansla oynayıp yayını bozuyor...

"AMA" yı kullandığın anda, öncesinde söylediğin cümleyi etkisizleştiriyorsun:
-İlişki çok istiyorum AMA bu saatten sonra olur mu bilmiyorum:(
-Para ile ilgili çok güzel gelişmeler yaşadım AMA şu sıkıntımı da halletmeliyim.
-Yurtdışında yaşamayı çok istiyorum AMA birikimim az.

Naptın şimdi?
"İlişki çok istiyorum" cümlesinin enerjisi tam Evren'i yankılatmış ve enerjiyi oraya toparlıyorken, hemen başka bir enerji yayını yaptın...
"Para ile ilgili çok güzel gelişmeler"e konsantre olup, şükredip, onların daha da artmasını sağlayacakken, "sıkıntı"yı sıkıştırdın araya, enerjini böldün...
"Yurtdışında yaşama"yı hayal edip, gemini o tarafa doğru yönlendirmeye başlamışken, dümeni limana doğru geri kırdın.

Yani sen, isteğini konuştuğunu, onu beslediğini, Evren'i onu sana getirmesi için çalıştırdığını sanarken, kendi kendini durdurdun.
Test et hemen kendini.
"İlişki çok istiyorum" cümlesini söylediğinde kalbinde hissettiğin titreşim kaç? (1 ile 10 skalasında)
"İlişki çok istiyorum ama bu saatten sonra olur mu bilmiyorum" 
dediğinde  kaç hissettin?

"AMA" isteğini zayıflatır.

Şimdi hemen bana diyeceksin ki; "AMA Sevil öyle bir problemim de var" :)

Biliyorum; "var". Ve sen birşeyleri değiştirmezsen olmaya da devam edecek.
Neden "VAR"?
Çünkü bir dönem yaydığın enerji bunu hayatında "VAR" etti. 
Peki sen buna odağını vermeye devam ettiğin sürece ne olacak? Yazmama gerek var mı? :)
Onu "o anda" bahsetmemen, yok saydığın anlamına gelmez.
*Enerjini, odağını "isteklerinde" tuttuğun,
*Evren'in senin için bu konuda çalışmasına izin verdiğin,
*Mevcut şartları değiştirmeye karar verdiğin, yeni olmasını istediğin şartların enerjisini beslediğin 

anlamına gelir!

"Gerçekçi olmak sıradanlığa giden en kolay yoldur" Will Smith

Senin gerçekçi olmanı istemiyorum. Kendi "gerçeğini" yazmanı, neyin "gerçek olmasını" istiyorsan onun titreşimini daha çok yaymanı istiyorum.
Sence de "AMA"sız bir hayat daha eğlenceli olmaz mı?
Tek bir istisnası var, AMA'yı olumsuz cümlelerinin arkasına eklemeye iznin var:)
-Şu anda yalnızım ama ilişki üzerine çalışıyorum güzel şeyler olacak
-Bu ay biraz zorlandım ama bereketim açıldı hissediyorum
gibi yerlerde kullandığın sürece, afferim; yoksa "cıs" :)

Düşüncelerini, fark ettiklerini duymayı çok istiyorum. Lütfen aşağıdan paylaş. 
 
Bülteni paylaşıp arkadaşlarının da istedikleri hayatları yaratmalarına yardımcı olmak ister misin? Aşağıdaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsin.

xoxo

Sevgilerimle,
Sat Nam,
Sevil


Sen değişirsen dünyan değişir