2016 İsteklerinin Gerçekleştiği Yıl Olsun mu?

Eski not defterlerimi karıştırırken buldum, 2013'e girerken yazdığım istek listemi...

00.00'da gözlerimi kapatıp listemi hayalimde gökyüzüne gönderdiğimi hatırlıyorum...

Gözlerim doldu bugün o listeye bakarken, çünkü o listedeki bütün maddeler gerçekleşti; bir kısmı 2013'de bir kısmı ise 2014'te;)

O zamanlar egomun benimle uğraşmayı en sevdiği dönemlerden biriydi yılbaşları. Çünkü bir yanım kıpır kıpır o seneye dair olmayan ne varsa geride bırakmaya ve ileriye bakmaya niyetliyken, ego zihnim de  "Ama bakkkk, bu sene de olmadı" diye korkunun sesiyle konuşurdu, istediğim ama henüz gerçekleşmeyen şeyler için. 

Bugün geriye dönüp baktığımda "İyiki o isteklerle yanıp tutuşan yanımı (içsel rehberliğimi) dinlemişim ve birazdan okuyacağınız Yılbaşı Tarifimi bulmuşum:)" diyorum!

Sen nasıl hissediyorsun ? Heyecanlı? Neşeli? Ya da belki benim o dönem hissettiğim gibi biraz kırgın;)

Peki, 2016'nı şekillendirmek ve tadını çıkara çıkara zevk alarak yaşamak için, yukarıda bahsettiğim yılbaşı tarifimi uygulamaya var mısın?

"HAYALLERİN GERÇEKLEŞTİĞİ 2016"

İhtiyacınız olan malzemeler:

Full konsantre SEN
Sakin bir ortam

Bir yaratım defteriniz varsa defteriniz, veya boş beyaz sayfalar

Renkli kalemler (en 2 farklı renkte kalem)

Dergi, resim, gazete

Paylaşacak bir platform; sosyal medya, arkadaşlar, aile, ben/fearlesslovemuch

Hazırlama süresi:

En az 30 dk.
En geç 31 Aralık Gecesi 00.00'a kadar tamamlanmalı

Hazırlanışı:

Aşağıdaki tarifin güzel yanı, hepsini de yapabilirsiniz, bir tanesini de!

Hatalı veya eksik yapamazsınız!!! :)

Size hangisi/hangileri daha lezzetli geliyorsa buyrun mutfağa;)

Öncelikle düz boş kağıdı alıyoruz. 2015'de gerçekleşen hayatımızdaki güzel şeyleri alt alta aralarında bir sıra boşluk bırakarak yazıyoruz. Daha sakin olmayı istediysek ve olduysa onu da ekleyebiliriz listeye.En az 6 tane maddeyi yazdıktan sonra aralardaki boşluklara 2016 için istediğimiz hedeflerimizi yazıyoruz. Ve bu kağıdı evimizde, ofisimizde veya arabamızda sürekli olarak görebileceğimiz bir yere asıyoruz. (Çok ortalıkta bırakamıyorsanız, sevdiğiniz bir kitabın/defterin arasına koyun, yeterki sıkça açıp okuyun.) Bir süre sonra diğer maddeler de gerçekleşmiş gibi gelmeye başlayacak, ve "biz inandıkça onlar gerçekliğimiz olacak;)".

------Gerçekleşen

------------İstek

------Gerçekleşen

------------İstek

------Gerçekleşen

------------İstek

------Gerçekleşen

------------İstek

------Gerçekleşen

------------İstek

------Gerçekleşen

Bu işlemi tamamladıktan sonra yavaş yavaş demlenmesi için o listemizi kenara bırakıyoruz ve önümüze dergi, resim, gazetelerimizi alıyoruz. İsteğimiz ne ise; ilişki, araba, ev, iş, para, çanta, ayakkabı, bilgisayar, telefon, seyahat etmek istediğimiz yerler... resimlerini kesiyoruz.

2016 daki hayatımızın tablosunu yapmak için hazırız;)
Vizyon Panosu hazırlıyoruz!

2011-2012-2013 ve 2014 de hazırladıklarımı buzdolabının üzerine yapıştırmıştım. Baktım çok işime yarıyor bu sene daha farklı bir yöntem izliyorum, aşağıda gördüğünüz kapıyı tamamen isteklerimle kaplamaya karar verdim;) Sanırım önümüzdeki sene yatak odasındaki duvarlardan birisi hedefim olacak:)))
Vizyon Panosu hazırlarken en önemli püf nokta, ona baktığınızda sizi heyecanlandırıyor mu? Size isteklerinizi ve yolunuzu hatırlatıyor mu?
Bu teknik bilinçaltına verilmek istenen mesajları aktarmak için çok basit ve bir o kadar etkilidir.
Benim 5. vizyon panomun bir kısmını aşağıda görebilirsiniz;)

Şimdi, istek listesi ve vizyon panosu hazır olduklarına göre en son üstlerini süsleme kısmına geldik.

Şimdiye kadar paylaştığım, okuduğunuz ve en az bir kere yaptığınız bir egzersizi seçin.

-Şükretmek

-Vizyonlamak

-Meditasyon

-Ego eradicator

-EFT

-Affetmek

.......

İstek listenize ve vizyon panonuza bir bakın...

Ve 1 dakikalığına gözlerinizi kapatarak o isteklerinize sahip olmanın size ne kadar güzel hissettireceğini yaşayın; keyifli, bereketli, sağlıklı, fit, eğlenceli, neşeli...

Kendinize bir söz verin ve 30 gün boyunca (isterseniz başlangıç günü 1 Ocak olsun) o seçtiğiniz egzersizi blokajlarınızı kaldırmak üzere hergün yapmaya söz verin;)

Ben seçimimi ve niyetimi sizlerle paylaşayım: 1 Ocak'tan itibaren en az 30 gün her sabah 5 dakika vizyonlama yapmaya söz veriyorum!

Tamam, artık hazırsınız!

Yalnızzzz.....

Başta söylemediğim bir katkı maddesine daha ihtiyacımız var. Tahmininiz var mı???
BOL kahkaha, gülümseme ve neşe!

Unutmayın, yarın %95-99 bugünün aynısı! Mutlu olmak, eğlenmek, gülümsemek için yarını bekleyemeyiz, bugün başlamak zorundayız;)
Vizyon panonuza baktığınızda içinizdeki sesin "ewt yaaa işte bu!" dediğini duyun; listenizi okurken "yüzünüzde bir gülümseme oluşsun" ve tekrarlamayı seçtiğiniz egzersiz sonrasında değişen enerjinizi hissedin!

Afiyet olsun:)

Pekiii, hazırladığın vizyon panosu veya listeni paylaşmak ister misin?

İstersen benimle de paylaşabilir, hatta fearlesslovemuch facebook sitesinde ve fearlesslovemuch.com da yayınlatabilirsin:)

İsteklerimizi, hedeflerimizi bizi destekleyenlerle paylaşmak, ego direncimizin arttığı noktalarda bizi yolumuzda tutmak için en güzel fenerdir;)

2016 bekle bizi, bu sene SENİN senen!

Egzersiz için fikir istersen, teknikler sayfasına ve eski bültenlere göz atabilirsin;)

Senin yılbaşı ritüelin ne? Heyecanlı mısın 2016 için? Comments üzerinden iletebilirsin!

En Mutlu Versiyonumuzu yaşadığımız❤️

Hergününü tadını çıkararak, rahat, huzurlu, eğlenceli ve sevgi dolu geçirdiğimiz❤️

Gücümüzü, yaratımlarımızı keyifle deneyimlediğimiz ve 

Daha Az Korkup, Daha ÇOK SEVDİĞİMİZ ve (gerçek bize) Daha FAZLA İZİN VERDİĞİMİZ bir 2016 olsun! ❤️❤️❤️

Sat Nam,

Sevil

Star Wars'dan çıkarılacak 3 Yaşam Dersi- Dikkat Spoiler İçermez:)

Soru: Etraftaki Star Wars çılgınlığını anlamlandıramayanlardan mısın yoksa, izlemiş/izlemek için gün sayanlardan mı? :)

Herkes Star Wars çılgınlığını yaşarken biz de konudan uzak kalmayalım ve kendi alanında efsane olan seriye "Kişisel Gelişim" gözüyle bakalım ne dersiniz?

Star Wars hayranıysanız bir de spiritüel öğreti gözüyle bakmak hoşunuza gidecek, eğer "yok ben izlemedim, ilgimi çekmiyor, fantastik" diye düşünenlerdenseniz, bültenin tamamını okuyunca belki de Star Wars serisini merak ederek izlemek isteyeceksiniz:) İddialı biliyorum ama okurken bana hak vereceksiniz.

Uzun yıllar sadece "May the Force be with You / Güç Seninle Olsun" sözünü duyduğum, televizyonda parça parça sahnelerini izlediğim seriyi, kişisel gelişim, Evren, Güç kavramlarıyla tanıştıktan sonra izlediğimde hayran oldum!!! Ve işte o zaman, "nasıl oldu da bir fantastik film serisi bu kadar büyük kitleler takipçiler yaratır, bir döneme şekil verir" daha iyi anladım. 

Çünkü farkında olsak da olmasak da;
İçimizde bir GÜÇ var ve onu yansıtan bir şeyle karşılaştığımızda hissediyoruz!

Hayranlığımı merakım izledi...
Nasıl olur da bir adam bunları böylece filmin içine yerleştirmiş, bu kurguyu düzenlemişti...
George Lucas'ın hayatını okuyunca, cevap benim açımdan açıktı: 20 yaşından beri Transandatal Meditasyon yapan birinin "güç" ten bahsetmesi şaşırtıcı değildi:)

Şimdi gelelim favorim olan; her biri başlı başına üzerine sayfalarca yazılabilecek 3 Yaşam Dersine:

1- “Your focus determines your reality.” / Odağın gerçekliğini belirler. Qui-Gon Jinn

Episode 1'de geçer.

Usta Jedi Qui-Gon Jinn, Anakin Skywalker ile konuşurken bu sözü kullanır. Hayatı dönüşümde olan küçük çocuğa yardım etmeye çalışmaktadır. Gerçekliğini onun belirleyeceğini söyler. 

Ne düşünürsek, neye odaklanırsak o bizim gerçekliğimiz oluyor.

Eskiler güzel söylemiş ama maalesef odak korkudan kaçmak olduğu için şöyle öğrenmişiz, "Korktuğum başıma geldi" :)

Peki ya korkmayıp istediğimiz şeylere odaklansak ve izin versek nasıl olur?

2- “Do. Or do not. There is no try.” /Ya Yap. Ya da Yapma. "Denemek" Yok.

Episode 5'de geçer.

Usta Yoda, Luke Skywalker ile konuşurken bu sözü kullanır.  Skywalker'ın XWing'i bataklığa saplanmıştır. Daha önce gücü taşları hareket ettirmek gibi ona göre daha kolay olan şeylerde kullanan Luke, artık XWing'i bataklıktan kurtarmak için kullanacaktır. Yoda'ya "taşları hareket ettirmek ayrı, onu çıkartmak ayrı" der. Yoda "Sadece senin zihninde farklı. Öğrendiklerini unutman (unlearn) gerek." der.  Luke "Ok, Deneyeceğim" dediğinde de, Yoda "Ya Yap. Ya da Yapma. Denemek yok." der.

Sonrasında heyecanla Luke'un başarılı olmasını umarak izleriz, fakat olmaz...

Luke "çok büyük, imkansız birşey istiyorsun" diyerek gider.

Yoda gücü arkasına alarak XWing'i bataklıktan çıkardığında, Luke "inanamıyorum" der.

Yoda benim için yine efsanevi bir yorumda bulunur "İşte o yüzden başaramadın"!

Aldığımız bir karara, aksiyona, "denemek" niyetiyle başladığımızda en ufak aksilikte "yapamadım" diye pes edecek, "olmadı" diye vazgeçeceğiz. 

Halbuki biz inandıktan ve oldurmaya karar verdikten sonra önümüzde ne durabilir ki?

"OL"& "YAP"!

3- “Your eyes can deceive you. Don’t trust them.” / Gözlerin seni aldatabilir. Onlara güvenme. Obi-Wan Kenobi

Episode 4'de yer alan bir sahnedir.

Luke'un ışın kılıcı ile antrenmanı sırasında Obi Wan Kenobi ile Luke arasında geçer.

Obi Wan:  Jedi, gücün kendisinde aktığını hissedebilir.
Luke: Yani bizi kontrol ettiğini mi söylüyorsun.
Obi Wan: Kısmen, aynı zamanda güç senin komutlarına da uyar.

Bu arada hareketli cisme ışın kılıcıyla vurmaya çalışan Luke başarısız olmaktadır.
Obi Wan onun gözlerini kapatacak bir  kask geçirir başına ve "Bir daha dene. Bu sefer bilinçli zihnini bırak ve iç güdünü takip et" der.
Luke "Göremiyorum bile, nasıl savaşacağım" dediğinde,
Obi Wan " Gözlerin seni aldatabilir. Onlara güvenme.  Hislerine izin ver" der ve Luke başarır!

Biz de sadece mevcut durumda yaşadıklarımızı gözlemler ve kendimizi bunlarla kısıtlı tutarsak, sadece yarın aynı durumları yaşamaya devam ederiz. İhtiyacımız olan ego zihnimizi susturmak ve iç sesimizle daha çok hareket etmek.
Gözlemlediklerimiz, iç dünyamızın dışa vuran deneyimleri. Onları değiştirmek istiyorsak önce iç dünyamızı değiştirmeliyiz.
Klasik bir örnektir, pazarlamacılar çok kullanır. Kırmızı araba almaya karar verirsiniz, sonra heryerde Kırmızı araba görürsünüz. Buna tersten bakalım. Demek ki her yerde Kırmızı araba görüyorsanız, siz Kırmızı araba düşünüyorsunuz.Eğer Siyah araba almak istiyorsanız, etrafınızda onu görmek istiyorsanız, ne düşünmeye başlayacaksınız?

Peki senin favori Star Wars quote/alıntı ne? :) Paylaşmak ister misin?

Güç Seninle Olsun!

Daha az kork, Daha çok SEV ve Daha fazla İZİN VER❤️

Sat Nam,

Sevil

Değişim için dibe vurmak şart mı???

Kişisel Gelişim kitaplarını yurtdışında aradığınızda "Self-Help" bölümüne bakmanız gerekir. 

Neden Self-Help?

Çünkü radikal değişikliklere çoğunlukla "artık daha fazla kaybedecek birşeyimiz yok" diye hissederken, ve "yardım" ararken cesaret edebiliyoruz...

28 yaşındaydım.

Düşündüğüm gibi gitmemişti hayat.

Çoktan 25-26 yaşında evlenmiş olmalıydım, kredi kartı borcu ödeme döngüsünü aşmış olmalıydım.. Kısaca "daha fazlası" olmalıydım...

En azından kendime kurduğum cümleler böyleydi.

Hislerim ise hayal kırıklığı, üzgün olma, birşeyler değişmeyecek diye endişeli olma olarak kendilerini gösteriyorlardı. 

Her denemeden sonra, yine çok üzülüyor, daha çok ağlıyordum.

Kısaca "Drama Queen" oluyordum. :)

Bu kadar çok isteyip, nasıl bu kadar çok hayal kırıklığı yaşayabiliyordum???

Ta ki birgün "Yeter ya!" diyene kadar bu döngü devam etti.

Çok saçmaydı.

Birincisi, neden benim istediğim gibi bir ilişkim olmuyordu, çok mu şey istiyordum?

İkincisi, niye hep benzer şeyler yaşıyordum?

Üçüncüsü, ben hayata mutsuz olmak için mi gelmiştim?

İşte bu sorularla, o dibe vurmayla dönüşüm başladı.

Ve geçtiğimiz cuma, 11 Aralık 2015'te aşık olduğum, çok sevdiğim ve hayal ettiğimden bile iyi olan sevgilimle evlendim:)))

Tabiki o dibe vurma anından ilişkiye, evliliğe kadar bir sürü aşama var ve konumuz şu anda bu değil;)

Asıl soru "Neden illaki dibe vurana kadar beklemiştim?"

Açıkçası mazoşist bir tarafım yok, bu nedenle kasıtlı olarak "Dur ben biraz biraz daha hayal kırıklığı yaşayayım, azcık daha üzüleyim, bakayım arkadaşlarım bana destek oluyor mu, göz pınarlarımın kapasitesi neymiş?" diye bir yaklaşımda değildim.

Şimdi geriye dönüp bakınca yaşadığım şey; çaresizce, değişimi kendimde değil dışarıda aramaktı, "başkasıyla daha farklı olur, ama bu farklı olacak..." gibi gibi kendimi kandirmakti.

Çünkü ego zihnimiz kendisinin değişimine karşıdır. 

Çünkü "değişim" demek "belirsizlik" demektir ve belirsizlik "öldürücü" olabilir diye korkar. 

Aslında onun öldürücü sandığı sadece "his"tir.

Acı çekme, üzülme, yalnızlık, çaresizlik... gibi daha önce hayatımızın bir döneminde hissettiğimiz ve o dönem bizi etkileyen hisleri tekrar yaşamaktan ölümüne korkar, ve riskli gördüğü için bizi "safe zone"da yani mevcut durumumuzda tutmaya çalışır.

Tatminsizlik*Tutku*Adım > EGO Direnci

Bu denkleme çok iyi bakın çünkü bu denklem söylüyor bize "Değişim" in nasıl sağlanabileceğini.

Gelin denkleme biraz yakından bakalım;

Tatminsizlik = Dibe vurmak dediğimizde Tatminsizlik artık son noktasında demektir. "Kaybedecek birşey yok diye" düşündüğünüzde yani Daha Az Korktuğunuzda,

Değişim e daha yakınsınızdır.

Tutku = İsteğinize yani hayalinize olan isteğiniz kuvvetliyse yani Daha Çok Seviyorsanız egonun vıdılamaları sizi strese sokmaz, daha az dinlersiniz ve adım atmaya hazırsınızdır.

Adım Atmak = Artık korkuların sizi yönetmesine izin vermiyorsunuz ve heyecanla istiyorsunuz, işte şimdi vakit "aksiyon" vakti.

Kendi üzerinizde çalışmak, önünüze gelen fırsatı değerlendirmek,  arkadaşınızdan destek istemek, cv güncellemek, sizle buluşmak isteyen kişiye ve kendinize şans vermek... 

Yani Daha Fazla İzin Vermek!

Tatminsizlik*Tutku*Adım > EGO Direnci

Tatminsizliğin tavan yaptığı anlar bizler için sonradan toparlaması daha zor sonuçlar doğurabiliyor.

Örneğin işimizde mutsuzsak bu özel hayatımızı etkiliyor veya özel hayatımızdaki sorun işimizi.

Ne de olsa hayat bir bütün.

Bazen tek derdimiz "o şey" gibi düşünsek de, aslında hepsinin birbiriyle olan bağlantısını zaman içinde anlıyoruz.

O yüzden belki şimdiye kadarki en önemli yazılarımdan biri bu, lütfen beklemeyin!!!

Dibe vurunca herkes değişir, ya ileriye doğru değişir veya tamamen karanlığın içinde kaybolur.

Birileriyle sohbet ederken "Yaaa biraz keyifsizim", "Yaaa şu konu beni rahatsız ediyor" vs dediklerinde,

"Ne güzel" derim, "Büyümek istiyorsun, değişim istiyorsun ve hislerin sana bunu gösteriyor!"

Haydi, şimdi bir boş sayfa alın önünüze, ve 3 parçaya bölün.

En sola başlık olarak "Mutsuz olduğum durumlar" diye yazın ve altına sıralayın:

-Düşük maaş

-Yürümeyen ilişkiler

-Somurtkan yöneticim

......

Şimdi bunların her birinin yanına tatminsizlik seviyenizi 1- en düşük (yani mutlusunuz bu maddeyle yani listede olmasına gerek yok:) ) 10- en yüksek olarak değerlendirin.

Değerlendirmeniz bittikten sonra,

Ortadaki boşluğa başlık olarak "İSTEKLERİM" diye yazın ve biraz önce yazdığınız maddelerin karşısına olmasını istediklerinizi yazın:

-Düşük maaş                         : Net gelirimin %35 artması

-Yürümeyen ilişkiler               : Sevgi dolu, huzurlu ilişkim

-Somurtkan yöneticim           : Huzurlu, keyifli, bilgili, güzel iletişim kurduğum iş ortamı

......

Buradaki maddelerin yanına da isteklerinizi okuduğunuzda onların gerçekleşmesini ne kadar çok istediğinizi gösterecek şekilde puanlandırın. 1-en düşük, 10- en yüksek

Şimdi, listenize ve verdiğiniz puanlara bir bakın ve revize etmek istediğiniz varsa, yapın.

Kontrol sorusu: Listenizde en az 10 madde var mi? 

Örneğin evinizdeki koltuk sırtınızı ağrıtıyorsa onu da yazın, sonuçta belinizin tutulup acılar içinde kıvranmanıza neden olmasını beklemeyelim değil mi?

Şimdi en güzel kısmına geldik:))

3. sütuna başlık olarak yazın "Aksiyon Adımım"

Tatminsizlik seviyenizi gördünüz, ne kadar istediğinizi de. Fakat eğer adım atmazsanız, değişime, dönüşüme başlayamazsınız, yani hiçbirşey değişmez.

O yüzden her bir maddenin karşısına aksiyon adımınızı yazın.

-Düşük maaş                         : Net gelirimin %35 artması   : "Yöneticimle gelişim fırsatları olarak proje önerimi konuşacağım"

-Yürümeyen ilişkiler               : Sevgi dolu, huzurlu ilişkim   : "Destek alacağım"

-Somurtkan yöneticim           : Huzurlu, keyifli, bilgili, güzel iletişim kurduğum iş ortamı : "Adım adım neler yapabilirim listeleyeceğim"

Gördüğünüz gibi aksiyon adımı illaki "cv güncelle, partilere takıl flört et" olmak zorunda değil.

Kendi üzerinizde çalışmak da bir aksiyon adımıdır. (Ama lütfen sadece kişisel gelişim kitabı okumak olmasın, o kitaptaki egzersizleri yapmıyorsanız, o aksiyon adımı sayılmaz ;) )

Evetttt, yukarıda yazmayan
4. ADIM: Yazmak yetmez, bugün/en geç yarın o adımı uygulamaya başlayın. Eğer şu anda uygulayamayacağınız birşeyse yeni bir aksiyon adımı daha yazın. 

Siz adım atın, Evren sizi destekleyecek!

Yeni yıla girmeden önce ve bizi tatmin etmeyen şeyler bizi dibe vurdurmadan önce neyi değiştirmeye başlıyorsunuz?

Comment bölümünden yorumlarınızı paylaşmak ister misiniz? :)

Değişime daha çok izin verdiğimiz ve daha çok mutlu hissettiğimiz bir hafta olsun;)

Daha az kork, Daha çok SEV ve Daha fazla İZİN VER❤️

Sat Nam,

Hayallerinin gerceklesmesini ne kadar istiyorsun???

Şu anda en çok isteğin şey ne?

-İlişki?

-Terfi almak?

-Evlenmek?

-X miktar para kazanmak?

-Y marka araba almak?

-Ev sahibi olmak?

-Barcelona'ya tatile gitmek?

-.............

"Pekiii, bu isteğini / hayalini ne kadar seviyorsun???"

.................

"Yaaaa deli misin Sevil tabiki çok seviyorummm, tabiki ilişkim olsun istiyorum, olmazsa ne yaparım ben"

diye cevap verdiğini kabul edelim.

Sonraki sorum: "Yani şu anda isteğini yaşama heyecanın, olmamasına karşı duyduğun korkundan daha fazla, değil mi?"

...........................................

İzin ver ne demek istediğimi biraz netleştireyim;)

Bir karşıt durum içindeyken, isteğimiz içimizde oluşmaya başlıyor. Örneğin yalnız olduğumuz anda "ilişki" istemeye başlıyoruz veya daha başka bir sorumluluğumuz olsa diye aklımızdan geçerken "terfi" isteğimiz şekillenmeye başlıyor. Veya Barcelona resimleriyle karşılaşıyoruz ve "keşke gitsem" diyoruz.

Buraya kadar herşey yolunda ama sonra hemen 75. EGO GAMES oynanmaya başlıyor:

Önce bizi heyecanlandıran, sevgiden yani içsel rehberliğimizden gelen bir isteğimiz varken ve düşüncesi bizi mutlu ediyorken, bir anda bu istek bizim için stres kaynağı olmaya başlıyor veo alışkın olduğumuz soru bizi kemiriyor:

"YA OLMAZSA???"

Aslında sevgiden beslenen, yaratıcılığımızı taşıyan, potansiyelimizi gösteren, bizi içinde barındıran istediğimiz bir anda "Ya Olmazsa?" başlıklı bir senaryoya dönüyor!!!

İlk başta "İlişkim olsa ne kadar güzel olur", "Daha fazla para kazansam, şunları şunları yaparım" diye düşünürken,

bir anda cümlelerimiz "Kuzenlerimle ne zaman bir araya gelsek bana ne zaman evleneceğimi soruyorlar / Benim yaşımda herkes evleniyor / Ya benim ilişkim olmazsa??? "ya dönüşmeye başlıyor.

Veya, "Ben daha fazla sorumluluk almak ve yaratıcılığımı işte daha fazla yansıtmak, karşılığı olarak da daha fazla kazanmak istiyorum" cümleleri"Ailem benim terfi almam gerektiğini düşünüyor / Eşim daha fazla para kazanmalısın dedi / Sınıf arkadaşlarım hep müdür oldu / Kaç yıl geçti artık ben de terfi almalıyım / Ya terfi alamazsam???" ile yer değiştiriyor.

Şüphe etmeye başlıyoruz, ve bir anda

isteğimiz olduğunda ne kadar güzel olacağını düşünmekten; isteğimiz olmazsa neler hissedeceğimizden korkmaya doğru duygularımız dönüyor.

Yaşayabilmesinin tek yolu bize gerçek gücümüzü unutturmak olan egomuz bundan çok zevk alıyor, ve eğer isteğimiz/heyecanımız kuvvetli değilse, biz o eşik değeri aşamıyoruz ve isteğimizden ya vazgeçiyoruz ya da sözde istiyoruz ama sürekli "olmaması ihtimali"ne odaklanıyoruz ve o isteğimiz bir türlü OLAMIYOR.

Hatırlayalım: "Odaklandığımız şey gerçekleşir"

Seanslarda en hızlı ilerlemenin kaydedildiği anların ortak noktası kişilerin isteklerini/ hedeflerini NEDEN İSTEDİKLERİNİ konuşmaya başladığımız anlardır.

Çünkü o anda ego direnç noktası aşılmaya başlanır, çünkü o noktada DAHA ÇOK SEVME adımı hayata geçmiştir;)

Hatırlayalım: Daha az kork, DAHA ÇOK SEV, Daha fazla izin ver!

Bir sorun kendinize, sizce;

"Kuzenlerimle ne zaman bir araya gelsek bana ne zaman evleneceğimi soruyorlar / Benim yaşımda herkes evleniyor, ben yalnız kalıyorum" veya "Ailem benim terfi almam gerektiğini düşünüyor / Eşim daha fazla para kazanmalısın dedi / Sınıf arkadaşlarım hep müdür oldu, ben ne zaman terfi alacağım" dediğiniz zaman mı

yoksa

"Sevgilim olsa ve şimdi onunla beraber sinemaya gitsek, şu konuyu onunla paylaşsam, yanımda olsa" ve "Ben daha fazla sorumluluk almak ve yaratıcılığımı işte daha fazla yansıtmak, karşılığı olarak da daha fazla kazanmak istiyorum" dediğiniz zaman mı daha yüksek bir frekanstan yayın yapıyorsunuz?

CEVAP???

;)

Şimdi tekrar sorun kendinize, o çok istediğiniz şeyi düşündüğünüzde;

Şu anda odağınız "OLMAMASI" durumunda mı yoksa "OLUNCA NE KADAR GÜZEL OLACAĞI" durumunda mı?

Size hiçbir zaman korkmayacaksınız veya olmaması durumu aklınıza gelmeyecek diye bir söz veremem, çünkü benim için de öyle olmuyor! Ben de ilişki üzerine çalıştığım zamanlarda "ya olmazsa" diye aklıma geldiğinde üzüldüm, "ya müdür olamazsam, o istediğim iş olmazsa" senaryosu aklımdan geçtiği anda korktum...

Fakat, ne zamanki bu korkular günlük hayatıma hükmetmek yerine vızıltı olarak duyulmaya başladı; "ilişki" ve "yeni iş" isteğim beni korkumdan fazla heyecanlandırmaya başladı; işte o zaman onlar benim hayatımdaydı ve zaten oisteklerim olmadan öncesinde bile ben mutluydum çünkü gerçek benliğimi "sevgiyi" yaşıyordum.

Bir mantık denklemi gibi düşünelim,

Korku varsa Sevgi yok

Sevgi yoksa Mutluluk yok

yani

"Korku varsa Mutluluk yok"

ve denklemin diğer versiyonu

Sevgi varsa Korku yok

Korku yoksa Mutluluk var

yani

"SEVGİ VARSA MUTLULUK VAR"

Gelin o zaman şimdi içimizdeki o istediğe karşı nasıl sevgi duyabileceğimize bakalım.

1- Neden istediğimizi yazmak

O istediğini NEDEN İSTEDİĞİNE dair en az 10 sebep yaz!

Sizin isteğiniz sizin heyecanınız sizin motivasyonunuz!

O maddeleri okuduğunuzda sizi heyecanlandıracak şekilde yazın:

"Neden araba istiyorsunuz?"

"Neden ilişki istiyorsunuz?"

"Neden para istiyorsunuz?"

"Daha fazla para kazanmak istiyorum çünkü önümüzdeki yaz rahatlıkla yurtdışı seyahati yapmak istiyorum" gibi...

Okuduğunuzda size heyecan verecek maddeler yazın;)

İlişki üzerine "ya olmazsa" senaryosunun aklımdan geçtiğini gördüğüm an hemen kağıt-kaleme sarılıp (veya bilgisayarı açıp) "Neden ilişki istediğimi" yazardım.Bu yazıyı hazırlarken en son tarihli kaydettiğim listeye baktım da, 1 tanesi hariç hepsinin şu anda hayatımda olduğunu fark ettim ;)

Haydi bakalım, başlık "NEDEN .......... İSTİYORUM?"

1-

2-

3-

........

2- Vizyonlama yapmak

Vizyonlama kadar sizi isteğiniz konusunda ateşleyecek daha etkili başka bir yöntem yok!

Amerika hayallerim varken ama bir yandan da "ya olmazsa" diye aklımdan geçtiği dönemlerde, sabahları vapurdan inip şirkete yürürken kulağımda Alicia Keys'den New York'u dinleyerek kendimi New York'taymış gibi hissediyordum.

Tamam şu anda Miami'deyim ama yine de birazcık bile olsa sizi vizyonlamanın gücüne inandırdı mı??? :)

Haydi hiçbirşey kaybetmezsiniz ama çok şey kazanırsınız.

21 gün boyunca hergün sadece 5 dakika o hayalinizi yaşayan sizi hayal edin!

Herşey önce hayal etmekle başlar!

3-Hatırlatma Notları

Hem ilişki, hem de müdürlük isteklerim sırasında ikisinde de işyerinde masamın üzerinde ve evde buzdolabının kapağında "KİM OLURDUN?" diye yazan notlar yapıştırmıştım.

Ve onu her gördüğümde o isteğim gerçekleşmiş olsa nasıl hissedeceğimi hatırlardım, keyifli, huzurlu, sevgi dolu;) Ve o anda o kişi olmayı seçerdim, en azından o anlık bile olsa!

Ne de olsa yarın bugünkü hayatımızın %95 aynısı olacaksa, ben bugün o kişi gibi hissedersem, yarın o kişi olma ihtimalimi yükseltiyorum değil mi??? Ben demiyorum, bilim söylüyor;)

Şimdi yaz bakalım soru cümleni, illaki olumlama cümlesi veya "Mutlu Ol, Gülümse" vs yazmana gerek yok; sadece bu soruyu yaz ve koy:"KİM OLURDUN?"

Eğer yukarıdaki 3 maddeyi yaptıysan veya birini bile yaptıysan şimdi sen üzerine düşeni yaptın! O seni heyecanlandıran, içsel rehberliğinin "Evettt işte bu!" dediği hayaline ve "Gerçek Sen"e, "Potansiyeline" doğru çok önemli adımını attın!

İşte bu heyecan, bu sevgi, bu coşku, bu istek seni ego sınırlandırmaları ve bariyerlerine karşı güçlendirecek!Çünkü sen egon değilsin, sen sınırlı sen değilsin, sen EVRENİN/TANRININ BİREYSELLEŞMİŞ HALİSİN!

Sana düşen isteğinden vazgeçmemek ve MUTLU OLMAK yani DAHA ÇOK SEVMEK!

Gerisi Evrenin işi;)

Evettt, ne düşünüyorsun, uygulamaya başlayacak mısın? Hangisini uyguluyorsun? Veya senin favori bir yöntemin var mı?

Aşağıdan yorumlarını paylaşmak ister misin? :)

Hayallerimizi daha çok sevdiğimiz ve daha çok mutlu hissettiğimiz bir hafta olsun;)

Daha az kork, Daha çok SEV ve Daha fazla İZİN VER❤️

Sat Nam,

Olamaz! Yine mi ERTELİYORUM?

Haydi itiraf edelim, hepimiz birşeyleri erteliyoruz; özlediğimiz arkadaşımızı aramayı, bir hobiye başlamayı, sağlıklı beslenmeyi, spor yapmayı, bize daha fazlasını kazandıracağını düşündüğümüz yeni bir proje için bilgisayarın başına geçmeyi...

Ve sonra bir vicdan azabı başlıyor... "Ahhh o listedeki işi yapmadım", "Puff bugün de başlamadım"...

Birşeyler bizi kemiyor...

Neleri erteliyoruz? Neden erteliyoruz? Ertelemeli miyiz? Ve tabiki "Nasıl Ertelemeyiz?"

Şu anda aklındaki veya önündeki to-do-list'te yer alan hangi madde/maddeler sürekli erteleniyor?

Neler için, "Yaaa pufff şunu yapsam ama neyse, önce şunu yapayım da" dedin ve sonra yapmadığın aklına geldikçe seni rahatsız etti...

"Ertelemek" egonun en sevdiği kozlardan biridir, yargılamak, karşılaştırmak gibi. Bizi güvenli alandan çıkartacak birşeye başlayacağımız anda hemen bu kozunu oynatmaya başlar, ve maalesef çoğu zaman başarılı olur:(

Peki neden?

Peki neden önce bir liste oluşturuyoruz, hedefler koyuyoruz da sonra erteliyoruz?

İki ana sebep:

1- KORKUyoruz

2- SEVGİmizi unutuyoruz

Ama bu ikisine geçmeden önce bir testle başlayalım.

Evettt, şu anda yazıyı okurken aklından geçen o "ertelediğin şey" i düşün ve sor: "Gerçekten istiyor muyum?"

Aklına ilk gelen ne?

Evet mi, Hayır mı?

Evet çünkü.... Hayır çünkü... ler değil önemli olan, çünküden sonrası ego zihninin ikna için tezleri! Hislerine güven biraz...

"Ya Sevil, olmadı duyamadım iç sesimi" diyorsan, başka bir tekniği dene.

Bozuk parayı al. Yazı gelirse yapacaksın, Tura gelirse bir daha düşünmeyeceksin. Anlaştık mı?

Attın ve Tura geldi. "Keşke yazı gelseydi" diye bir an aklından geçti mi? Veya yazı geldi, "Ohh evet yapmalıyım" dedin mi? O zaman biliyorsun bu iç sesinin, GERÇEK senin bir isteği! Ertelemene tek neden olan şey de EGO ZİHNİN :)

Peki, senaryo böyle devam etmedi ve sen tura gelince rahatlama hissettin/yazı gelince "tüh ya" dedin. İşte o zaman o maddeye bakman gerekiyor demektir.

Bu gerçekten senin isteğin mi? Yoksa sırf birileri diyor diye, sırf olması gerekiyor diye, sırf "yapılması lazım" diye kendine koyduğun bir madde mi?

O zaman asıl üzerine düşünmen gereken şey bu hedef;) Belki biraz revizyona veya listeden kalkmaya ihtiyacı vardır ne dersin?

Evettt, madde konusunda netsin, onu yapmak senin için önemli; iç sesin sana "haydi" diyor, ama erteliyorsun, biryerlerde tıkanıyorsun... 

Ne yapacağız?

Şimdi o ertelediğin şeyi düşün ve sor kendine "Neden korkuyorum?" hatta soruyu biraz daha çeşitlendirelim ve KORKU başlıklı yazımızı yazalım:

-X (ertelediğimiz şey olsun) i yaptığımda en kötü ne olabilir? (Bir projenizle yöneticinizin karşısına çıkmak istiyor ama projeyi saçma bulursa kendinizi başarısız hissetmekten korkuyor olabilirsiniz)

.....................

-X i yaptığımda şu anda hayatımda olan ne hayatımda olmaz? (Örneğin iş değiştirmeyi istiyor ama başvuru yapmayı erteliyorsanız, şu andaki rahat ve düzenli hayattan bilinmezliğe girmek sizi korkutuyor olabilir)

....................

-X i yaptım ve herşey çok güzel gitti, bir boşluk hissediyor muyum? (Bu da ertelemenin arkasındaki en gizli nedenlerden biridir. What's next? korkusu... Özellikle çok önem verdiğimiz ve hayal olarak paylaştığımız şeyler konusunda egonun kozudur. O hayali gerçekleştirdikten sonra başka bir amaç kalmayacakmış, boşluğa düşecekmiş gibi hissettiren korku)

.....................

Şimdi, önündeki engelleri ve neden ertelediğini biraz daha anladın... Ama çok önemli bir eksiklik daha bizi bu erteleme oyununa getiriyor:

NEDEN İSTEDİĞİMİZİ UNUTMAK! Yani "SEVMEK" adımı:)

Şimdi o ertelediğin şeyi düşün ve sor kendine "Bunu yapmak benim için NEDEN önemli?"

-Vizyonla, herşey istediğin gibi gidiyor, nasıl hissedeceksin? (Keyifli, heyecanlı, başarılı...)

-İsteğin neden önemli ?  (Madde madde 1,2,3.... toplam 15-20 neden olana kadar yaz.)

-Bu hayalini destekleyeceğini düşündüğün arkadaşınla konuş, ona "başladığın" şeyden bahset, heyecanını paylaşması heyecanını arttıracak.
İnanın, yanınızda olan ve hayallerinizde size alan tutan kişiler en büyük yardımcınız!

Şimdiiii, SEVMEK başlığı altında yazdığın listeye şöyle bir bak. Ertelediğin şeyi yapmaya karar verdiğinde, adım attığında senin olabilecek şeylere bakıyorsun. Nasıl hissediyorsun?
Heyecanlandın mı?
Yüzünde gülümseme oluştu mu?
"Evet" mi? Tamamdır;)

Şimdi KORKUlarını yazdığın kağıdı al ve üzerine kocaman bir ÇARPI X koy! (Ya da bu çalışmayı aklından yaptıysan bir saniye gözünü kapat ve kocaman bir X gelsin gözünün önüne). 

Bu korkuların hepsi daha önce duyduğun, belki yaşadığın şeyler... Ama hepsi geçmişte kaldı!

Haydi ama!

Önünde sadece düşünürken bile heyecanlandıran ve geleceğini şekillendirebilecek şeyler varken korkulara göre seçim yapmaya değer mi?

Unutma korku sınırlı zihnimizin, egonun enerjisi. Halbuki biz çok daha büyük bir güce sahibiz! 

"Düşündüğümüz şeyleri GERÇEK yapabilme gücüne;)"


Şimdi bir dakikalığına gözlerini kapat, ve o çarpıyla işaretli korkularının senden çıkıp evrenin derinliklerine doğru kaybolduğunu gör... O rahatlama hissiyle birlikte sevgini, heyecanını içinde hissetmeye başla... Veee, teşekkürlerini sunduktan sonra gözlerini aç;)

Lisans eğitimi sırasında öğrendiğim şeylerden, bende yer edenlerden biridir "Alternatif Maliyet/Fırsat Maliyet" kavramı.:)

Kısaca, vazgeçtiğimiz diğer alternatifin bize olası katkılarını da maliyet olarak dikkate almamız gerektiğini söyler.
Yani ertelediğimiz o eğitimin bize katabileceği ve açacağı "fırsatları" veya arkadaşımızı aradığımızda onunla geçireceğimiz "güzel vakti" kaçırmak gibi... (Özetle; SEVMEK listemizdeki maddeleri kaçırıyoruz, erteledikçe...)
Ertelerken bunu fark edemiyoruz, sanki seçim yapmamak, aksiyon alıp bir sorumluluk almamak bizi güvenli alanda tutuyor, olası kayıplardan koruyor sanıyoruz ama hayırrrr!

Peki ya kazanacaklarımız?

O ertelediğimiz şeyi gerçekleştirdiğimizde olacağını düşündüğümüz, hayal ettiğimiz şeyleri yaşamaya başlamadığımız her an da bizim için bir kayıp değil mi???

Haydi gelin beraber bu hafta diğer haftalardan farklı birşey yapalım:

Şu sürekli ertelediğimiz maddeye, kendimize İZİN VERELİM!

Evet, ne dersin? Ertelediğin neyi yapmaya başlıyorsun? 

Comment bölümünden paylaşmak ister misin? :)

Haydi karar verelim, başlayalım ve paylaşalım! 

Yeni adımlar attığımız ve değişime izin verdiğimiz bir hafta olsun;)

Daha az kork, Daha çok SEV ve Daha fazla İZİN VER❤️

Sat Nam,